Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama dileği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp gidiyorlar. Ya da sevgiyi sevgi, beraberliği beraberlik, ayrılığı ayrılık, yaşamı yaşam, ölümü ölüm olarak yaşıyorlar. Oysa yaşam ölümle, ölüm yaşamla tanımlı. Ama sen.. Senin için her beraberlik bir ayrılış, her ayrılış beraberlik, sevgi sevgisizlik, duyum duyumsuzluğun başladığı an. Birisinin teniyle yanyana olmak, kendi var oluşumu unutmak mı. Ya da daha derin algılamak mı. Kendi var oluşum. Her var oluş kendisiyle birlikte ölümü getirmiyor mu..
İki hafta sonra Mehmet Satsat'a telefon etti, Hilton'a düğüne beni çağıramadığı için çok özür diledi ve bana Zaim ile Sibel'in uzun zamandır birlikte olduklarını söyledi. Herkesin bildiği bu şeyi benim de bildiğimi sanıyormuş.
Sayfa 466 - 1. BASKI, İstanbul, Eylül 2008Kitabı okuyor