Ufuk genişledikçe anlaşmazlıklar artacak sanıyorduk, oysa ahenk beliriyordu gitgide. Güneş tayfı, bize yıldızların hangi maddelerden oluştuğunu öğretti. Anladık ki, o yıldızların terkibi ile dünyamızınki arasında pek fark yok. Linguistik yardımı ile inceleyebildiğimiz çağlar da, büyük ahlâk değerleri bakımından yaşadığımız zamandan pek farklı değil. Hele odak... hep bir, gönül hep aynı gönül. Çalışmayla, hukukla, adaletle ilgili ana düşünceler hiç değişmemiş. Eski çağlar dediğimiz biziz. Dünyanın fecri diyorduk Vedalar'ın ilkel Hind' i ve Avesta'nın İran' ına; ama onlar aile, yaratıcı emek gibi konularda Orta Çağ'ın kısırlığına ve çilekeşliğine kıyasla bize çok daha yakın.
Sayfa 181 - Michelet Jules, a.g.e., Önsöz, s 1-9.