USTA ÖĞRETİCİLERİMIZ (DİPLOMASIZ UZMANLAR) Hamidiye'de, bir köye gerekli tüm tarım araç ve gereçlerini kendi atölyesinde yapabilen bir usta vardı. Adı, Zekeriya CANIPEK'ti. Işığı sönmeyen, ülkemizi kucaklayan TONGUÇ BABA, Hamidiye'ye bir gelişinde, köyde usta bulunduğunu öğrenince, bunları görmek istiyor. Zekeriya CANIPEK'i böyle tanıyor. Atölyesinde yaptığı işleri görüyor. Kazancını öğrenebilmek amacıyla türlü sorular yöneltiyor ona. Sonunda şu öneride bulunuyor: "Seni aylıkla bizim enstitünün atölyesine alalım. Sen yine köylülerin işlerini yap, kazancın da senin olsun Öğretmen olacak gençlerimiz de senin yaptıklarını öğrenecekler. Okulda yaptıklarının hepsi bizim olacak. Yaptığına karşılık olarak da bizden aylık alacaksın!" Zekeriya Usta bu öneriyi uygun buluyor ve atölyesindeki araç-gereçleri enstitümüzün Hamidiye Bölümündeki yeni çalışma yerine taşıyarak enstitüde usta öğretici olarak göreve başlıyor, TONGUÇ BABA, öğretmen olacakların, köylerdeki işlerin dilinden anlamas için, tarım alanına da, bu konularda pratik bilgisi olan Nuri Ustayı buldu. Elbette tarım başı öğretmenlerimiz Mustafa ŞÖLEN, İzzet PALAMAR, Cahit BARLAS ve Naci BIRKOK de görevdeydiler. Mevsimine göre yemiş ve sebzeler kış için hazırlanır; özellikle kız öğretmen adayları bulgur, tarhana, kuskus, eriste gibi kışlıkları yaparak öğrenirlerdi. Halktan gelen usta öğreticilerin, Hatice SOKMEN gibi öğretmenlerimizin yardımları ve tarım başlarının yönlendirmeleriyle enstitümüzde 2. Dünya Savaşının yoklukları yenilmiştir.
Sayfa 76
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
Aydınların göçü:
İstanbul'a yerleşerek burada vefat eden ilk meşhur Tatar aydını tespitlere göre din alimi Abdünnasır Kursavi (1771/72- 1812) olmuştur. 1866'da ilk batılı anlamda Tatar hikayesi olan Hüsemaddin Menla (molla)'nın yazarıdır. Musa Akyiğitzade (1865-1923)dir. O 1887'de İstanbul'a gelip yerleşmiş, iktisat alanında çalışmıştı.
Bir insan kendini ne kadar suclu hissediyorsa o kadar cok verici olur.
Sayfa 30 - AkiltasiKitabı okudu
Yanlizlik diye bir sey yoktur,bir seyin yanliziysan baska bir seyin dolususundur.
Sayfa 28 - AkiltasiKitabı okudu
Ne ana ne yar ne kardaş
Geçmişe, geleceğe ve şu anımıza hükmedebilen Biri ancak deva olabilir bize. Kaybolup giden; kendi kayboluşunu , kendi geçiciliğini durduramayan hiçbir şey derdimize derman olamaz.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
119 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.