“Kısa süreli yapay sapmalarla ufak parçacıklara bölünmüş günün parmaklarının arasında un ufak olduğunu ve bir hiçe dönüştüğünü fark ediyor ve dehşete düşmek onun yaşına uygun olmadığı için bunu ya neşeli bir şaşkınlıkla ya da biraz düşünceli karşılıyordu. Ona durmamacasına yalnızca izliyor gibi geliyordu.”
Bizim yaşımızda bir yıl bile öylesine önem kazanıyor ve öylesine çok şeyi değiştirip ilerleme getiriyor ki. Bense burada, eski bir su birikintisi gibi hareketsiz kalıyorum, kokuşmuş bir su birikintisi; çok acımasız bir karşılaştırma da sayılmaz.
Önceleri Kafka, daha sonra Marcel Proust gözde yazarı olmuştu, ancak Thomas Mann'a olan hayranlığı zaman geçtikçe güçleniyordu. Bunun nedeni, kendi hayatının romanının ancak Thomas Mann tarafından yazılabileceğine inanmasıydı.