Romanın sonunda her şeyi terk edip giden Deli Kurt'un yolu belirsizdir. Atsız, her şeyin yok olduğunu, âdeta hiçbir şeyin yaşanmamış olduğunu göstermek istediği için yolu da belirsiz ve esrarlı cümlelerle anlatmıştır: "Nereye gideceğini kendisi de bilmiyordu. Yollar nereye götürürse oraya gidecekti. Bir gün önceki güneş yoktu. Kar yağıyordu... Issız ve sessiz yollar uzayıp gidiyor" du... "Deli Kurt, yalnız Gökçen'le dolu olduğu halde, bu tükenmez mesafelerde at sürüyordu."... "Karanlık her yeri örttü" ve bu "yolcuyu kavradı." Meçhul şehzade, "bütün gözlerden silinerek kayboldu. Artık hiçbir şey görünmüyor, fırtınanın uğuldadığı bu yolda yalnız bir atın nal sesleri ve bir insanın hıçkırıkları işitiliyordu..." (s. 271). Bu satırları yazarken de dışarıdan bir fırtınanın uğultusunu duyuyorum.
Reklam
"Artık hiçbir şey görünmüyor, fırtınanın uğuldadığı bu yolda yalnız bir atın nal sesleri ve bir insanın hıçkırıkları işitiliyordu..."
Sükunet
Alkış ve gösteri yoktu.Atların nal sesleri bile hafifçe duyuluyordu. İşitilen tek şey, Mehterhâne-i Hâkaanî'nin ceng havaları idi. Ordunun geçişini izlemek için İstanbul'dan gelmiş olan yabancı diplomat ve tacirleri en cok şaşırtan, bu mutlak sessizlikti. Avrupa ordularının kulakları sağır eden gürültülerine alışan yabancılar, Türk ordusunun ve milletinin sükûneti karşısında, başka bir âleme geçmiş gibi oluyorlardı.
Sayfa 128Kitabı okudu
ey hâlâ yollardan bir göz uman ey kör, dedim her nefes kafestir artık, her nefes kafes beni senden soracaklar, şahit ol! inandım: biriktirdiğim nal sesleri ezel inandım: her şey ben gittikten sonra güzel
Ecdad atlarının nal sesleri sanki eksozun ardından geliyordu. Cesur, civanmert serdarlar, yiğitleriyle nice emekler, nice fedakârlıklarla buraları almışlardı. Büyük devletlerin baskısıyla nasıl bırakırlardı?
Sayfa 237 - ötükenKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.