Oysa zeybek türkülerini söyleyen de bizim halkımızın kendisi. Bir zeybek için söylenmiş olsa bile, temelde halkın dertlerini, düşüncelerini dile getirir zeybekler. Örneğin, "İnce Memet" türküsünü alalım. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Denizli ile Isparta arasında yaşamış Koca Mustafa adlı bir eşkıyanın türküsüdür bu. Koca Mustafa'nın, kendisi hakkında böyle bir türkü söylendiğinden haberi bile olmamıştır. Türküye konu olan olay şöyle: Koca Mustafa'yı hükümet bir türlü ele geçiremez. En yakın arkadaşı olan İnce Memet eliyle pusuya düşürüp vururlar sonunda. İnce Memet'le Koca Mustafa öylesine yakın arkadaşmışlar ki, sonradan halk, Koca Mustafa'nın ağzından bu türküyü yaratmış: "İnce Memet ne yaptıydım ben sana İki kere everdiydim kesemden Eğer yerlerime sen vurulaydın Ölesiye yatamazdım tasamdan... " İhanetin, dostluğa ve arkadaşlığa ihanetin kötülüğünü pek az söz bunca güzel anlatır. Yani demek istiyorum ki, "Zeybekler"de de, tıpkı "Semahlar"da, "Köroğlu"nda, "Pir Sultan"da olduğu gibi bizim halkın özlemi, dertleri, sorunları dile geliyor. "Klasik Müziğimizin En Yaygın Türü Şarkılardır" Konuşan: Onat Kutlar (Gösteri, 16, Mart 1982)
Sayfa 163 - Konuşmalar (Adam Yayınları, Birinci Basım: Eylül 1985)Kitabı okudu
Ya açar bakarız nazm-ı Çelik'in yaprağına, Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. Akif
Reklam
İnsan üzülüyor, o yapmacık havuzlara, o sahte bahçelere, o yapay kaldırımlara baktıkça buraya acaba bir kuş konar mı diye şüpheye düşüyor...
Seferden döner dönmez, Mustafa Kemal Vatan’ın bir şubesini kurmak için işe koyuldu. Hapishanede geçen haftaları ve Hakkı Paşa’nın tehditleri ne gözünü korkutmuş, ne de onu yılgınlığa düşürebilmişti. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Hâlâ gençlik ateşiyle
Mustafa Kemal'i cephede ziyarete gelen protokol azaları
Şairler, ressamlar ve bir besteci 11 Temmuz 1915’te Başkumandanlığın davetiyle cepheyi ziyaret etti. Hikmet (Onat, 1882-1977) siperlerde çalışıp gördüğü enstantaneleri tuvale geçirdi ve ağır hasarlı düşman filosunu betimleyen büyük bir panorama çalıştı. Ekim ayının sonlarında Suriye’den bir grup Arap edebiyatçı geldi, ana karargâhta Mustafa Kemal’e methiyeler düzdükten sonra askerlere dinî tembihlerde bulundular. Protokole göre cepheyi ziyaret eden en rütbeli misafir (1 Şubat 1916’da hayatına kendi eliyle son verecek olan) Veliaht Yusuf İzzeddin Efendi’dir. Veliahdın heyetiyle sohbette, Mustafa Kemal’in tekrar Kuzey Afrika’ya atanması, tuğgeneralliğe terfii ve fiilen orduların başkumandanı olarak hizmet vermesi teklif edilmiş olmalıdır.
Reklam
426 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.