Parti güçlendikçe acımasızlaşacak; muhalefet zayıfladıkça, despotluk güçlenecek.
Sayfa 234Kitabı okudu
Bilmek ve bilmemek, gerçeği görmenize karşın özenle hazırlanmış yalanları söylemek, birbirine karşıt iki kavrama birbiriyle çeliştiğini bile bile inanmak, ahlaka bağlılığı ileri sürerken onu yadsımak, demokrasinin olanaksız olduğuna inanarak Parti'yi demokrasinin koruyucusu görmek, herhangi bir şeyi gerektiğinde unutmak ve gerektiğinde yeniden anımsamak.
Reklam
Bağnazlığın ne anlama geldiğini azıcık olsun kavramadan bağnaz gibi görünmenin ne kadar kolay olduğunu fark etmişti. Açıkçası, parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Gerçekliğin en açık biçimde çarpıtılması böylelerine kolayca benimsetilebiliyordu, çünkü kendilerinden istenenin iğrençliğini hiçbir zaman tam olarak kavrayamadıkları gibi, toplumsal olaylarla yeterince ilgilenmedikleri için neler olup bittiğini de göremiyorlardı.
Sayfa 186Kitabı okudu
Açıkcası bu şey ne bilemiyorum.Hedefiniz biraz bulanık. Siz ne bir politik parti ne de bir derneksiniz. Birbirinize olan sorumluluklarını dışında sizi bağlayan bir şey yok. Ama sistemi eleştiriyor, beğenmediğiniz kamu personelinin ipliğini pazara çıkarıyorsunuz. Bir şeyleri etkilemek ve değiştirmek istiyorsunuz. Sinik ve nihilistlermiş gibi görünseniz de, bu dergiyi yalnızca ahlakınıza dayanarak yönetiyorsunuz, birkaç fırsatta çok özel bir ahlak anlayışınızın olduğunu gördüm. Nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum ama MİLLENNİUM'un bir ruhu var. Kısaca katılmaktan gurur duyduğum tek yönetim toplantısı burası.
Sayfa 117
Bence Atatürk'ün yaşadığı dönemde tek parti yönetiminde bile , sergilemiş olduğu en büyük özelliklerden biri ,öğrenmeye olan istekliliği idi. Yalnız Türk ulusunu değil , kendisini de sürekli olarak eğitiyordu. Birçok bakımdan sürekli bir değişimden geçmiştir Atatürk. Örneğin bir düşünce ya da kuruma ilgi göstermiş , onu incelemiş , belki uygulamıştır da ama bu yeni devletin gelişmeye , oluşup değişmeye koyuluşunda olduğu gibi , Atatürk'ün kendisi de bu devletle birlikte büyüyor , oluşuyor ve değişiyordu. Halkla konuşuyordu. Birçok önder gibi kendisini halktan soyutlamıyordu. Çevresinde hep halkı vardı. Bir düşünceye vardığında onu görüşmek ve tartışmak üzere her kesimden insanı çağırırdı. Profesörleri , devlet memurlarını , kimi kez sokaktaki yurttaşı çağırırdı. Bence yeni Türk devletinin nasıl olacağını belirleyen , bu üslup olmuştur.
Sayfa 368 - Porf. Dr. Heath LowryKitabı okudu
-De bakalım, dedi, şincik n'olacak? Yeni icat mı çıkardı bu bizim parti? Eskiden gelirlerdi, bağırır çağırırlardı, yarı anlar, yarı anlamazdık, el çırpar, yasa derdik, geçer giderlerdi. Şincik n'olacak? Onlarnan kim konuşacak, ne soracağız? Haydi bir şey sorduk, onların dediğini kim anlayıp, kim sökecek?
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.