İnsanoğlunun her bir ferdi kendisine verilen rolü oynamak zorundadır.
Sayfa 141Kitabı okudu
Dedikodu
Kim söylemiş beni Süheyla'ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni'yi öptüğümü, Yüksek kaldırımda, güpe gündüz? Melahat'i almışım da sonra Alemdara gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir de Galataya dadanmışız; Kafaları çekip çekip Orada alıyormuşuz soluğu; Geç bunları, anam babam, geç; Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o, Mualla'yı sandala atıp, Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?
Sayfa 44 - YKY
Reklam
İslam'ın zuhuru sırasında Arabistan'da edebiyat, fesâhat ve belagat, zirveye ulaşmıştı. Adeta, görünmez bir el, zihinleri ve ruhları, Kur'an'ı Mu'cizü'l Beyan'ın insanüstü üslûbuna hazırlıyordu.
"Seni kim görse derûnunda muhabbet uyanır Pîş-i çeşminde melahât güneşi doğdu sanır Bu ne behçet ne sabahat buna can mı dayanır Bir meleksin sana insan deseler kim inanır"
Sayfa 66 - Hafız SamiKitabı okudu
Neler Okunmalı?
İnsanımız “Namaz Hocası” okur. Mevzuları daha teferruatlı ele alan, “İlmihal”ler okur. Bizler için muhakkak ki en başta okunması gereken ve ölünceye kadar tekrar tekrar okunması gereken kitaplar ilmihallerdir. Ve insanımız İhya okur, Kimya-yı Saadet okur, Nimet-i İs-lâm, Ahmediyye, Reşâhat okur. Velhasıl güzel, pek güzel şeyler okur.
En güzel bir meyveyi her gün yesek, usandıracak. Demek Kur'an, hak ve hakikat ve sıdk ve hidayet ve hârika bir fesahat olduğundandır ki, usandırmıyor, daima gençliğini muhafaza ettiği gibi taravetini, halâvetini de muhafaza ediyor.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.