Bir akşam, Florya Köşkü'nde, dil konusu üzerinde tartışma yapacakları söylendi. Sofraya bu konuda söz sahibi kişiler davet edilmişti. Atatürk, Yahya Kemal'in dil devrimine karşı olduğunu duymuş, görüşlerini dinlemek için, onu da çağırtmıştı. Yahya Kemal, saat yediden itibaren, gidebileceği her yere bakılmasına rağmen, bir türlü bulunamıyordu. Saat sekiz,dokuz, on oldu, Yahya Kemal yoktu. Bu arada Atatürk, Hikmet Bayur'la dil kuralları üzerine bir münakaşaya girmişti. Đlla da ona kendi görüşünü kabul ettirmek istiyor fakat başaramıyordu. Saat on bir, on iki oldu. Ne ortada Yahya Kemal vardı, ne de Hikmet Bayur, inadından vazgeçmişti. Bir ara Füreya dayanamadı, "Paşam," dedi, "Neden illa Hikmet Bey'in de sizinle aynı fikirde olmasını istiyorsunuz? Bizler aynı fikirdeyiz ya, varsın o da karşı çıksın. Ne fark eder?" "Çok önemli," dedi Atatürk, "Çünkü, eğer o kabul ederse, herkes kabul eder."