Komşuluk da bir başına kala kalmış sokak ortasında. Cılız sokak lambasının ışığında gördüm kaldırıma çökmüş komşuluğu. Tek nefeste indim, apartmanın soğuk ve loş merdivenlerini. Fakat ne çare! Koşsam da yetişemedim komşuluğa..
Bir ev durduğu yerde ufalıyordur / bir sokak kendini erimeye bırakmıştır / bir su yolu gökyüzüne kayıyordur / bir kadının boynu durmadan uzuyordur / bir pencere başını almış gidiyordur / bir çocuğun kaşları bitiyordur / bir saat durduğu yerde akıyordur / kendini suluyordur bir tarla / bir puhu kuşu yumurtluyordur.
Sayfa 39 - 40 | ve birinin içi felfenâ daralmış balkondan aşağı bakıyordur.Kitabı okuyor
“Beni dinlersen Üsküdar’a gitme
İbrahim’i görme şiir yazma
Şu herkesin bildiği düzlük
Bu deli alacası çayır
Ardıç kuşu türkülü Sokak
Senin için değil
Sen yoksun
Çevrende kimseler yok
Zengin de olsan
Yoksulluğun gitmez .”
DİPSİZ TESTİ
Beni dinlersen Üsküdar'a gitme İbrahim'i görme şiir yazma
Şu herkesin bildiği düzlük
Bu deli alacası çayır
Ardıç kuşu türkülü sokak Senin için değil
Sen yoksun
Çevrende kimseler yok Zengin de olsan Yoksulluğun gitmez
Gidin, akşamları, yamru yumru evlerin yılankavi sınırladığı kuytu mahallelerde dolaşın; oralarda, sokak ortalarında ağlayan çocuklar göreceksiniz;
onlardan ağlamayı öğrenin!..
Hastahane önlerinde, adliye koridorlarında, hapishane kapılarında, yazıhane eşiklerinde, maden kuyularında, tarla hendeklerinde. . .
Daha nerelerde, nerelerde?. .
Kansızlıktan kurumuş bir insanlık kaynaşıyor.
Seyredin ve ağlamayı öğrenin!
Bit pazarına uğrayın, oralarda yerlere serilen eşyaya bakın; ölen çocuğun minicik kazağını satmaya gelenle, bunu düşürmeye bakanın edâlarına dikkat edin;
ağlamayı öğrenin!
Hiçbir şey yapamazsanız, kırlara çıkın, kuş yuvalarını bozmak için ağaçlara tırmanan haylazlara katılın; cıvıl cıvıl imdat isteyen yavru kuşları, sonra, havada kıvrımlar çizerek acı acı çığlık koparan anne kuşu görün;
ağlamayı öğrenin!
Yavrusunu ensesinden dişleyip selâmete götüren uyuz ve topal kediye baksanız yeter. . .
Ağlamayı öğrenin!
Sakın, öğrenemeyiz, demeyin;
ben öğrendiktensonra, siz nasıl öğrenemezsiniz?
Beni dinlersen Üsküdar’a gitme
İbrahim’i görme şiir yazma
Şu herkesin bildiği düzlük
Bu deli alacası çayır
Ardıç kuşu türkülü sokak
Senin için değil
Sen yoksun
Çevrende kimseler yok
Zengin de olsan
Yoksulluğun gitmez
Gelmiyorsun, gitmiyorsun
Sesin yok, yüzün yok
Canımın ilmekleri arasında bir ishak kuşu
Sabahlar, çiy düşmüş uykusuzluk
Akşamlar, gözyaşı lambalarından bir sokak.
Uzağın yok, yakının yok
Bir senden yapılmış odalarda
Seni seviyorum.
Ey sözüme merhametler bağışlayan kadın
Hatıran bütün pencerelerin baktığı yol
Hatıran insan olmanın sonsuz harfleri.
Dünya bitti, diyecek bir gün zamanın sahibi
Gövdem bir yaşama acısı, geleceğim yanına
Taşa, toprağa, ota, böceğe
Karışa dönüşe yeniden başlayacağız hayata.
Ömür Hanım...
Gelmiyorsun, gitmiyorsun
Sesin yok, yüzün yok
Canımın ilmekleri arasında bir ishak kuşu
Sabahlar, çiy düşmüş uykusuzluk
Akşamlar, gözyaşı lambalarından bir sokak.
Uzağın yok, yakının yok
Bir senden yapılmış odalarda
Seni seviyorum.
Ey sözüme merhametler bağışlayan kadın
Hatıran bütün pencerelerin baktığı yol
Hatıran insan olmanın sonsuz harfleri.
Dünya bitti, diyecek bir gün zamanın sahibi
Gövdem bir yaşama acısı, geleceğim yanına
Taşa, toprağa, ota, böceğe
Karışa dönüşe yeniden başlayacağız hayata
Ömür Hanım...
Gelmiyorsun, gitmiyorsun
Sesin yok, yüzün yok
Canımın ilmekleri arasında bir ishak kuşu
Sabahlar, çiy düşmüş uykusuzluk
Akşamlar, gözyaşı lambalarından bir sokak.
Uzağın yok, yakının yok
Bir senden yapılmış odalarda
Seni seviyorum.
Ey sözüme merhametler bağışlayan kadın
Hatıran bütün pencerelerin baktığı yol
Hatıran insan olmanın sonsuz harfleri.
Dünya bitti, diyecek bir gün zamanın sahibi
Gövdem bir yaşama acısı, geleceğim yanına
Taşa, toprağa, ota, böceğe
Karışa dönüşe yeniden başlayacağız hayata.