Pazar ekonomisinin büyüdüğü ve ekono minin gelişme gösterdiği bir süreçte meydana geliyordu. Türk lirasının uluslararası piyasalarda değiştirilebilir hale gelmesiyle liberalizm politikaları ve ekonominin dışa açılım süreci gerçekten de başarılı olmuştu, ancak bunun toplumsal bedeli çok yüksekti . İhraç mallarının maliyetinin düşürülmesi amacıyla sendikacılığın geriletilmesi, grevlerin yasaklanması, fiyatların serbest bırakılması ve ücretlerin hemen hemen tamamıyla dondurulması, reel ücretlerde ve alım gücünde büyük bir düşüşe neden olmuştu.
_Hiçbir şey söylememek amacıyla sürekli konuşuyorlar. Öfkeli sözlerle tatsız gerçeklerin üzerini örtme çabasından başka bir şey değil bu. Cüretli iddialar, politik ajitasyonlar, eşi benzeri görülmemiş anlamsız düşüncelerle iflah olmaz insanlar.
_Söylenenler sürekli tekrarlanırsa artık kanıta ihtiyaç kalmadan kesin gerçek olarak kabul edileceğine
Y.T.P.'nin . programı, partinin birinci derecede önemli amacını, ekonomik kalkınmaya liberal yollardan ulaşma amacını y ansıtır. Gerçekten de Alican, partinin durumunu, «ileri bir devletçilik değil, ileri bir liberalizm,)) sözüyle belirlemişti.
Liberalizm adına badem bıyıklarıyla iktidara gelen Özalcı yönetim, Amerikan yanlısı Suudi Arabistan sermayesini ve bu sermayenin şeriatçı gruplara mali desteğini getiriyor.
1980'lerde dünyada büyük bir sağ liberalizm rüzgârı başladı; Reagan, Thatcher, Özal vs. bu rüzgârla özelleştirmeye giriştiler. İşçi tazminatlarını keserek işe başladılar, on yıl gibi kısa sürede sendikal haklar tarihten silindi. İş güvencesi gitti, yerine taşeronluk geldi; tütün tekeli gitti, yerine yabancı marka sigaralar geldi. Sovyetlerin
“1923-1931 yılları arasında, Türkiye İktisat Kongresi’nde alınan kararların etkisiyle ağırlıklı olarak özel sektöre dayalı bir ekonomik politika izleyen ve genellikle de üst yapıyla ilgili köklü dönüşümleri gerçekleştiren Türkiye, 1931 yılından itibaren devlet müdahaleciliğine yönelmiş ve yeni bir ekonomik politikayla kalkınma hamlesine öncelik vermeye başlamıştır.”
_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_
_Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia)
_Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia)
_Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia)
_Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt
21. asrın başında Türkiye'de kendilerine “liberal” diyenlerin millete, milliyete ve milliyetçiliğe karşı olduklarını görüyoruz. Bu tuhaf hâli liberal felsefeyi doğru dürüst bilen gerçek liberal dostlarıma sordum. Bu tutumlarının sebebi nedir diye... "Solun milliyet düşmanı kesiminden gelmelerindendir" cevabını aldım.
MARKSİST düşünce toplumuna ve insanlığa ne getirmiş, ne götürmüştür?
Getirdiklerini, rakamlar yerine çok basit bir yöntemle, mantıkî yaklaşımla izah etmek mümkündür. Şöyle ki, MARKSİST düşüncenin getirdikleri DEMİRDEN bir perdenin alınmış olup kimsenin olanları görmesine izin verilmemektedir. Yalnızca, o perdenin gerisindeki radyolar, çok güzel