Cennetteki her şeye rağmen heveskarlığı bitmeyen insan, oradan kovulur kovulmaz heveskarlığı kesmiştir: Becerebileceğine asla inanılmayacak bir ciddiyet ve sebatla, derhal yeryüzünün fethine girişmemiş midir? Mamafih içinde ve üzerinde, humma aralarında kendini gösteren, yeryüzü harici gerçek dışı bir şey taşır. Bulanıklık ve ikircilik sayesinde, hem buralıdır hem değildir. Yoklukları esnasında, koşuşturmasının yavaşladığı ya da askıda kaldığı anlarda onu gözlemlediğimiz vakit, sadece ilk vatanının değil, o kadar sabırsızlıkla ve dört gözle beklediği o sürgünün de içine etmiş olmanın pişmanlığıyla çileden çıktığını görmez miyiz bakışında? Göstermeliklerle cebelleşen bir gölge; kendini yürürken gören, istikametini ya da nedenini ayırt etmeksizin hareketlerini seyre dalan bir uyurgezer.
Bir gölge kadar usul, bir yılan gibi sinsi. Bellisiz bir zamana sıkışmış, yokla var arasında. Bir o insan yanıyla sürekli, hiç bitmeyen, başlamayan belki de, kaygısız ve aptal.
...
şöyle bir ev kuracaksınız zihninizin bir köşesinde
balkonlarından umut sarkan
saksı falan yerleştireceksiniz bir yerlere
sevda adına
cama buğulanmış bir sevgili çizeceksiniz mesela
bir fesleğen çiçeği belki
hani başına dokundukça içinize dağılan
sonra bir an
siz içlendikçe
kalbinizin o dar sokaklarına dalan
puslu bir gölge göreceksiniz
şimdiki size hiç benzemeyen
yalnızlığın o verem ellerinde
titreyen bir silüet hani
geçmişle geleceğin ara kesitinde kalan
...
Yorgun ve bıkkın olanlar der ki: " Güzellik tatlı fısıltılardan oluşur. Ruhumuzda konuşur. Sesi sessizliklerimize teslim olur,gölge korkusuyla titreyen zayıf bir ışık gibi."
Şimdiden bir gölge uçmakta Azorların üzerinde
ve göğsün, titreyen bir bomba sanki.
Eğer yaşanan anla ittifak yapmışsa ölüm de,
o zaman ona parıltılarla yaklaşan hedef olursun sen de.