Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bahriye askeriydi, hemen o dönemdeki tüm Cideliler, İnebolulular gibi. Gene hemen tüm denizci olan Cideliler gibi de bir deniz subayının emirerliğini yapmıştı. Amirali, Malta'ları, Marsilya'ları dolaşırken o Maçka'da Nişantaşı'nda, bakkal, manav dolaşıyor, hanımına hizmet ederek 'vatan borcu'nu ödüyordu.
Sayfa 13
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
Kafkasyalılar senelerden beri göğüslemeye çalıştığımız en vahim an gelip çatmıştır. Yapabileceğimiz tek iş, düşmanla fasılasız ve amansız çarpışmaktır. Bugüne kadar harp etmek şeref ve vatan borcu idi, fakat bugün hepimizin üstüne farz olmuştur. Kafkasya'nın hürriyeti için son kurşununa, son kılıcına ve sağlam kalan son bileğe kadar dövüşmeyen kâfirdir. Küfrün ve hıyanetin cezası merhametsizce ve derhal ölümdür.
Türk Ortodokslarını Temsilen İstimat Zihni Beyin Milletvekili Seçilmesi
Siyasete girmeye sıcak bakmamakla birlikte Türk Ortodokslarını temsil eden birisinin Meclis'te bulunması gerektiğini düşünen Papa Eftim, hükümet yetkililerine cemaatini temsilen İstimat Zihni Bey'in milletvekili seçilmesini tavsiye eder. Papa Eftim'in desteğini alan İstimat Zihni Bey "Öteden beri güttüğüm mefkûre ve gaye peşinde yürürken engel olacak azınlık mümessili değil ulusun saylavı olarak seçilmek istiyorum. Meclis'te bu gayeyi takip edeceğim. Koyu milliyetperver Türk Ortodoksu, Türk yurttaşıyım. Cumhuriyetçi olmakla beraber devletçi, halkçı, laik ve inkılapçıyım. Bütün emelim sırf Türklüğe, Türk Cumhuriyeti'ne bütün kudretimle çalışmaktır. Ta küçüklüğümden beri büyüdüğüm Türk mekteplerinde ve Türk topraklarında aldığım vatan ve Türk duygularını rehber yaparak daima ulu önderimizin çizdiği hatlar ve çizgiler içinde vakf-ı nefs etmeği namus borcu bilirim." diyerek adaylığını açıklar. İstimat Zihni Bey Eskişehir'den bağımsız milletvekili seçilir.
Sayfa 155Kitabı okudu
Hiçbir Türk milliyetçisi Türk ordusunu ayrı, milleti ayrı bir varlık gibi göremez. Türk ordusu Türk milletinin kutsal ve şerefli bir parçasıdır. Tarih boyunca Türkler bir ordu-millet gibi yaşamışlardır ve ordu-millet anlayışı bugünün şartlarında da devam etmektedir. Askerlik her Türk'ün vatan borcudur ve her Türk genci bu borcu seve seve yerine getirir. Düğüne gider gibi askere gider; askerlik yapmayana kız vermezler diye inanır. Paralı askerlik veya vicdani ret gibi kavramlar normal bir Türk'ün aklından dahi geçmez. "Sivile karşı askerden yana taraf" veya "askere karşı sivilden yana taraf" gibi ifadeler Türk milliyetçilerine göre ihanetle eşdeğer ifadelerdir. Sivil ile askeri karşı karşıya imiş gibi göstermek ancak bir bölücünün ağzına yakışabilir. Aklını yitirmiş veya vicdanını satmış insanlar da bazen bölücüler kadar ihanet içine girebilirler. Türk milliyetçileri elbette askerini de sivilini de gözü gibi korumak ister. Bölücü terörle ölümüne vuruşan Mehmetçiğe elbette toz kondurmaz ve elbette bir Mehmet'in şehadeti karşısında yüreği parçalanır. Ve elbette ülkeyi bölmek isteyen silahlı eşkıya karşısında "Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez" diye haykırır. Askeri sevmek, "Vatan Bölünmez" diye haykırmak "şovenlik" filan değil, basbayağı milliyetçiliktir. Ve yine elbette bu değerleri savunanlar her zaman ve her yerde birlik olurlar; ülkeyi bölmek isteyen, bölücülere taviz vermeye yeltenen kim olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun hep birlikte ona cephe alırlar.
"Şinasi hepimiz için, gelecek vatan evlatları için bir irfan babasi, bir edeb ve bir siyaset pîriydi. Bizi dusunmeye, dusundugumuz gibi soylemeye o alistirmisti. Ona insanlik hüviyetimiz bile sukran borcu tasiyordu."
Reklam
Şeyh Şamil
Kafkasyalılar senelerden beri göğüslemeye çalıştığımız en vahim an gelip çatmıştır. Yapabileceğimiz tek iş, düşmanla fasılsız ve amansız çarpışmaktır. Bugüne kadar harp etmek şeref ve vatan borcu idi, fakat bu gün hepimizin üstüne farz olmuştur. Kafkasya'nın hürriyeti için son kurşununa, son kılıcına ve sağlam kalan son bileğe kadar dövüşmeyen kafirdir. Küfrün ve hıyanetin cezası merhametsizce ve derhal ölümdür.
Sayfa 111Kitabı okudu
"Efendim cumhuriyet öncesinde de öyle değil miydi? Osmanlı 'nın doksan milyon altın borcu sırtımızda olmasaydı İngiliz 'den medet mi umardık ordumuzudonatmak için?" "Ben Osmanlı'yı korumuyorum, damat. Yaptığımız hataların hepsini biliyorum tek tek. Sadece çok ağırıma gidiyor." "Sizin kabahatiniz değil ki efendim, asırların birikmiş hataları bunlar," dedi Macit. “İnşallah biz çocuklarımıza daha kuvvetli ve müreffeh bir vatan bırakırız."
İstanbul'da, daha birkaç gün önce bulunduğumuz Yakacık'ın, Maltepe'nin, Soğanlı köyünün göğe varan çınarlarının gölgesinde, oluklarından dereler gibi sular taşan çeşmeleri hayalinizde canlanır. Şimdi size bu hayalinizde canlanan şeylerle aranızda sanki yıllar varmış gibi gelir. Diz çökmek, hayalinizin serin gölgesine uzanmak, hatta ölmek istersiniz. Fakat dayanışınızı kaybetmemek lazımdır. İçinizde dayanaklar, izahlar ararsınız. Allah duygusu, vatan duygusu, cihad yolunda ayağına birtek toz yapışan Müslüman'a vaadolunan cennetler, varacağınız cephedesizi bekleyen zaferler, gazilik, şehitlik mertebeleri levha levha ruhunuzda canlanır. Hatta bu teselliler de yetmezse: - Bu yollarda biz bir borcu ödüyoruz, dersiniz. Yüzyıllardan beri soyulan, sömürülen, yüzyıllar boyunca yalnız mal, yalnız canvergisi için aranan şu bitmiş, şu bilinmeyen Anadolu'ya karşı,çeşmeleri gürülgürül akan İstanbul'un işlediği günahların borcunu ödüyoruz.
İstanbul'da, daha birkaç gün önce bulunduğumuz Yakacık'ın, Maltepe'nin, Soğanlı köyünün göğe varan çınarlarının gölgesinde, oluklarından dereler gibi sular taşan çeşmeleri hayalinizde canlanır. Şimdi size bu hayalinizde canlanan şeylerle aranızda sanki yıllar varmış gibi gelir. Diz çökmek, hayalinizin serin gölgesine uzanmak, hatta ölmek istersiniz. Fakat dayanışınızı kaybetmemek lazımdır. İçinizde dayanaklar, izahlar ararsınız. Allah duygusu, vatan duygusu, cihad yolunda ayağına bir tek toz yapışan Müslümana vaad olunan cennetler, varacağınız cephede sizi bekleyen zaferler, gazilik, şehitlik mertebeleri levha levha ruhunuzda canlanır. Hatta bu teselliler de yetmezse: — Bu yollarda biz bu borcu ödüyoruz, dersiniz. Yüzyıllardan beri soyulan, sömürülen, yüzyıllar boyunca yalnız mal, yalnız can vergisi için aranan şu bitmiş, şu bilinmeyen Anadolu'ya karşı, çeşmeleri gürül gürün akan İstanbul'un işlediği günahların borcunu ödüyoruz.
Sayfa 77 - Remzi Kitabevi, 1993, İstanbulKitabı okuyor
206 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.