Bu evliligi bitirmek için çareler arıyordum. Tam da bu sıralarda kocamın depodaki sekreter kızla işi pişirdigini ögrendim. Önce alt üst oldum, perişan oldum, öldüm, bittim. Kocamı sevmiyordum ama yenilgiyi hazmedemezdim. İkisine olmadık şeyler yaparak hayatlarını cehenneme çevirdim.
"Fakat bu hüzün de bir güzelliği var; hasta bir kalp, acılı ve yaralı olduğu zaman, anılarla hayat buluyor; gündüz sıcaktan yanmış, gelişmemiş, zavallı bir çiçeği,akşamın serinliğinde düşen kırağı tanelerinin diriltmesi gibi."
***
Önce Almanlar çok kibirliydi. Avrupa’yı yenmişlerdi artık. Paris’e girmişlerdi. İki ay içinde SSCB sorununu çözmeyi planlıyorlardı. Bize yaralı olarak esir düşerlerse, hemşirelerimizin yüzüne tükürüyorlardı. Sargıları yırtıyor. “ Heil Hitler” diye bağırıyorlardı. Ama savaşın sonunda “ Rus, ateş etme. Kahrolsun Hitler!” diyorlardı.
***
Elektriğin ulaşmadığı bir dağ başına çıksam diyorum. Orada bir sabah ezanı dinlesem. Kesret içinde kaybolan yaralı kalbim şifa bulur mu dersiniz?
Yoksa bu derdin dermanı Lokman'a mı kaldı?