Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İbn-i Sina
“Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder.”
Ben ne öğrendimse Secdede öğrendim… (İBN-İ SİNA)
Reklam
İbn-i Sina bir deney yapar. İki kuzuyu kafese koyar. Kuzular; aynı yaşta, aynı kiloda ve aynı cinstedir. Yem olarak da iki kuzuya aynı oranda aynı yemden verilir. Kısaca tüm şartlar eşittir. Ancak yan kafeste bir kurt vardır ve kurdu sadece kuzulardan bir tanesi görebilmektedir. Aylar sonra kurdu gören kuzu zayıf çelimsiz olduğundan hastalanıp ölür. Kurt, kuzuya bir şey yapmamasına rağmen kuzu, yaşadığı stres ve korkudan dolayı ölmüş. Kurdu görmeyen diğer kuzu ise oldukça huzurlu mutlu ve sağlıklı şekilde gelişimini sürdürmüş. Bu deneyde lbn-i Sina, zihinsel etkinin sağlık ve bünye üzerindeki olumlu-olumsuz etkisini gözlemlemiştir. Gereksiz korku, kaygı, endişe ve stres insan bünyesine zarar verir. Sağlığınız için stressiz yaşayın ve hiçbir şeyi kafanıza takmayın.. 😇 🕊️ #alıntı
"...İyi, iyiye âşıktır." ~İbn-i Sinâ~ ..
İbn-i Sina diyor ki: 🙂🕊️ Öfke - Karaciğeri, Keder -Akciğeri, Üzüntü - Mideyi, Stres-Kalp ve Beyni, Korku Böbrekleri yorar. Bunlar vücutta artınca ve sürekli ise, organ hasta olur. 〰️🔹 Ne zaman seni biri üzerse, ne zaman içinden çıkamayacağın derin düşüncelere dalarsan, birine kırılırsan ya da kızarsan, kederlenirsen ve ne zaman bir korku sararsa seni, bu sayfayı bul ve oku. İbn-i Sina'ya kulak ver. Hiçbir şeyin senden değerli olmadığını, aslında kafaya taktığın şeylerin gelip sağlığından önemli olmadığını anla ve kendine tekrarla; "Hiçbir şey, hiç kimse benden daha değerli değil. Sağlığından hiç değil.." #alıntı
Reklam
• Öfke, karaciğeri •Keder, akciğeri •Üzüntü, mideyi •Stres, kalp ve beyni •Korku, böbrekleri yorar ~ bunlar vücutta artınca ve sürekli ise o organ hasta olur ~ibn-i sina
Medeniyet üzerine...(Kalemimden)
Bugün hangi coğrafyaya sürersen sür atını yapıların dilinden namelerin diline kadar, söylenmiş sözlerin tümünde bir Farabi bir Gazali bir ibn Rüşd imzası vardır.Er-Razi'nin, İbn-i Sina'nın, Heysem'in, Baki'nin Nedim'in, Akif'in ve daha nicelerinin ellerinin izi geçmiştir tarihin iki kapak arası sayfalarına. Gariptir ki ardımız bu kadar payansızken önümüzde bu kadar mütenahi zihinler yetişiyor. İçimizde dinmeyen yabancılaşma arzusuyla, özümüze duyduğumuz yargılama arzusu gün ve gün koparıyor bizi köklerimizden. Biz yeni âkil bedenler kendi kahramanlık hikâyelerimizi bile başkalarının bize ithaf ettiği kitaplarda okuyoruz. Bu çırpınmaya bile tenezzül etmediğimiz ama kapılıp gittiğimiz akıntı, öyle büyük bir cürufa sürüklüyor ki bizi; Yusuf Kaplan hocamızın deyimiyle: "Biz, bugün Batının takvimine göre kurduğumuz saatlerimiz ve tanımadığımız çağımızla yarın sadece onların bizi tanımlamalarını dinleyeceğiz." Nitekim öyle de olmuyor mu? Bugün satrançtaki her hamlesi kan dökmek üzerine kurulu fraklı beyefendilerin, coserrat içindeki kadife bedenli hanımefendilerin masalarında öğrenmiyor muyuz ne demekmiş "Medeniyet"? Ötekileşebildiğin ve ötekileştirebildiğin kadar layık değil misin bu masalarda oturmaya? Onlar gibi görünür onlar gibi konuşur onlar gibi düşünürsen işte o zaman değil misindir sen en "Medeni", en Kültürlü en Hümanist ve tabi ki en Barışsever... ~A.KURT~
“Hiç kimse; görmek istemeyen biri kadar kör olamaz.” İbn-i Sina
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.