Ne zaman elime bir Sababattin Ali kitabı alsam içim kıpır kıpır olur, bilirim ki içinde bana ait şeyler taşır. Okumaya başlayınca öğrendim ki en olaylı kitabı buymuş. Kitabın başında Selim İleri'nin önsözüyle birkaç araştırma yaptım fakat Atsız hakkında en ufak fikrim olmamasına rağmen etkilenmedim diyemem ve bir kitaba başlamadan önce hakkında bilgi sahibi olmak ya da herhangi bir şekilde okumayı etkileyecek bir şey öğrenmek en sevmediğim şeydir. Başlarken içindeki bir karakterle ilgili (yalanlanmış dahi olsa) fikir sahibi olduğum için de sürekli eşleştirdim kafamda ne yazık ki...
*
Okuma sürecinde yaşadığım mutsuzluğu es geçip kitabı yorumlamam gerekirse tereddütsüz yine çok beğendim. Ana karakterin duyguları, duygu geçişleri, savruluşu, dönüşleri, farkedişleri çok güzel işlenmiş. Kitaptaki tüm karakterler o kadar bizden ki, çevrenizde her birinden görmeniz mümkün. Canımıniçi Sabahattin Ali, bu insanları hem dışardan görmenizi sağlıyor hem de bazen görmezden geldiğiniz şeyleri gözünüze sokuyor.
*
Daha önce Sabahattin Ali okumadıysanız bu kitabıyla başlamanızı önermem ama benim gibi karaladığı herhangi bir şeyi bile okumaya açsanız kesin seversiniz.
Rüzgarın bir oraya bir buraya savurduğu Macide, kendi yolunu bulman dileğiyle...