Nerdeyse her yıl yeni bir eser ortaya koyan üretken yazar Livaneli'nin eseri son yılların en can yakıcı ve büyük dramı göçmenliğe , Ege'nin tarihinden bugününe , balık çiftliklerine ve rant hırsıyla dağlara , kıyılara saldıran şirketlerin yarattığı ekolojik yıkıma dair çok şey söylüyor . Bunun ötesinde göçmenlerin bir bilinmeze doğru göze aldıkları yolculuğu , hayatta kalma çabalarını ya da ölümlerini ; kısacası "deryaya yakın dünyadan uzak" yaşamlarını odağına alıyor .
Livaneli'nin belki de en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu ; aile , aşk , ebeveynlik , evlat , kadın dayanışması , dostluk , göç , doğa üzerine çağdaş bir epope .
"1970'li yıllarda Stockholm'de yazdığım Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm romanımda Bülent adlı bir akademisyen bir kehanette bulunur. İlerde Asya'dan, Afrika'dan insanlar şişme botlara, sandallara binecek ve Avrupa'ya göç edecek. Bunu durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecek gibi bir kehanet: "Açlık çeken ülkelerden insanlar sallara, köhne motorlara binecek ve Avrupa kıyılarını zorlayacaklar. Afrika ve Asya kıtalarının insanları, Avrupa'ya, Amerika'ya akacak. Bir süre sonra kimse başa çıkamayacak bu göçle." Bugün kehanet gibi görünen bu cümleler, aslında dünyanın gidişini okuyabilmekle ilgiliydi" der yazarımız.
Yazarın bu kitabı diğerlerine pek benzemiyor eksik kalan birşeyler var ama okumanızı tavsiye ederim. Türkiye'nin şu anki gündemi düşünürse yerinde bir kitap olmuş.