Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
158 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yoksulluk ve Varoluşun Derinliklerinde
İsteyerek ve uğraşarak asla hissedemeyeceğimiz bir karmaşadır
Açlık
Açlık
. Evet bir karmaşadır çünkü kederi, çaresizliği, halsizliği, yitikliği, tükenmişliği, umutsuzluğu, yalnızlığı ve daha nice eziyeti üst üste katlar da yaşatır insana zalimce. Açlık, günlerce boş kalan bir mideden ibaret değildir. Bahtına, insanlığa, tanrıya ve de kendine küskün
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
"İyilik yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir." ° Herkese selamlar kitapsever dostlarım . Aytmatov okumalarına son sürat devam ediyorum. Bugün bir diğer muhteşem kitabıyla geldim. ° Cengiz Aytmatov - Toprak Ana ° Bu güzel kitabı iki grup için
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,8bin okunma
Reklam
54 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Sennur Sezer'in üç bölüme ayrılmış şiir kitabı. "Sınarlar Seni" bölümü 11 şiirden oluşuyor, bu şiirlerin içinde "Ekmek, Tuz, Kitap ve Şeker" başlıklı bir şiir var ki gerçekten çok güzel. İncelemenin sonuna tamamını ekleyeceğim. 2. bölüm olan "Her Gece Düşümde" 7 şiirden oluşuyor. İlk bölümdeki gibi
Sesimi Arıyorum
Sesimi ArıyorumSennur Sezer · Yazko Yayınları · 198284 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
86 günde okudu
Ah Nietzsche… yalnızlığı seçmiş. Acıları ile barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahip olduğu şey, valizi ve kafasında tasarladığı kitapları olan bir adamdı. Aslına bakarsanız bir kitabın anlatım dilinin ağır olması diye bir şey olduğunu kabul etmem. Bir kitabın dilini ağır bulmayı, okuduğunu anlayamamanın o kitabın dili hakkında değil kişi de olduğunu bilmenizi isterim. Ufku ve hayal gücü dar olan, kendisi ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinenler için önermem Nietzsche vb. Yazarlar. Çünkü az öncede belirttiğim gibi yukarıda ağır bir dil ve yaşanmışlık gerektiren kitaplar olduğunu savunanlar olacak. Herkes ağır bir kitap okuyabilir ama herkes anlamaz. Aramızdaki farkta bu işte :) Nietzsche kendinden sık sık ölümünden sonra tanınan filozof olarak bahsederdi. Bunu öğrendiğim zaman çok şaşırmıştım. Çünkü çoğu yazar gibi yaşarken kıymeti bilinmeyen, öldükten sonra kıymeti bilinenlerdendi. Bütün saygı değer, büyük yazarların bir parça kuru ekmeğe bile muhtaç olarak öldüklerini biliyor muydunuz? Bir insanın kendini yazmaya adaması, bütün yaşamını kitaplara dökmesi ve buna rağmen bu kadar az okurunun olması çok üzücü ve korkunç! Nietzsche diğer insanlardan ayrı kendi düşüncelerini oluşturan, Entelektüel bakımdan kendi yağı ile kavrulmak zorunda olan biri. Belki de bu iyi bir şeydi. Belki de bu yüzden dürüst bir filozof oldu. Yalnızca kendi deneyimlerine dayanarak yazıyordu. Yani yazılarını kanla yazıyor ve en iyi gerçek, kana bulaşmış gerçektir! Yeni düşüncelere açık, ufkunuz geniş, özgün içerikler seviyorsanız okumanızı öneririm. Okuyacak arkadaşlara iyi okumalar dilerim.
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,7bin okunma
1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
86 günde okudu
Jean Veljean
1845 yılında yazılmasına rağmen Hugo'nun eleştirdiği  konular  günümüz 21.yy için geçerlidir cesaret gösteren yazar iyi de yazar devletin halkı için değil çıkarı için çıkardığı yasalar vardır. Tepki gösteren halka ise hapis vardır.  Ve ne yazık ki bu Türkiyede yaygın bir durumdur. Kitaptaki bu alıntı devlet adamlarımız için yerinde bir
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202487,8bin okunma
480 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Emile Zola ~ Meyhane Zola'dan okuduğum ikinci kitap, daha önce Germinal kitabını okumuştum, yazar bu kitabında işçi sınıfını anlatıyor, işçilerin haklarını, madenlerde çalışan işçilerin haklarını emeğine sahip çıkan işçilerin hak mücadelesini, yaşam mücadelesini, bir ekmek bile bulamayan bir ekmeğe muhtaç insanların dramını anlatılıyor. Meyhane kitabında ise yine Paris'in kenar, mahallesinde Paris'in bilinmeyen yoksul mahallesini anlatıyor. Çok severek okuduğum, halkın dramını anlatan ikinci kitap oldu. Çamaşır yıkayan bir kadın çocuklarına ve ailesine bakmak için bir iş kurar ve geçimini burada yıkadığı çamaşırlardan sağlar. Çevresindeki insanlar, varlıklı insanlar ve yoksul insanların tasvirini çok iyi anlatıyor. Çok etkileyici bir kitaptı, sanırım yazarın tüm kitaplarını okuyacağım, birçok kitabını temin ettim, umarım en kısa zamanda tüm kitaplarını okuyacağım. Durumlarının her gün daha kötüye gittiğini kendileri de biliyorlardı. Bu işten kabahatli olan tamamıyla kendileriydi. Ama insanlar gerçekleri bildikleri hâlde, bunu itiraf etmek istemezlerdi. Bu nedenle daima suçu talihe yüklüyorlar. Tanrı nın gazabına uğradıklarını ileri sürüyorlardı. Hayatları çekilmez bir cehennem gibiydi. Sabahtan akşama kadar, durmadan birbirlerini yiyorlardı. Arada kavga çok kızıştığı bir sırada tokat sesleri de işitilmiyor değildi. Fakat henüz boğaz boğaza gelmiş değillerdi. İşin asıl kötüsü, birbirlerine karşı duydukları saygı, yerini kin ve nefrete bırakmıştı. Aile kavramının bütün içtenliği yuvayı terk etmişti. #emilezola #meyhane
Meyhane
MeyhaneEmile Zola · Yordam Edebiyat · 20233,811 okunma
Reklam
328 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Çocuk Kalbi'ni Fransızcaya çeviren A. PIAZZI: "Bu kitabı okumayan çocuk, mutsuzdur. Bu kitabı çocuklarına okutmayan ana-baba ve öğretmenler sorumludur. Ve bu kitabın girmediği okul, okul değildir." İtalyan yazar oğlunun yazdığı günlüklerden esinlenerek yazmış bu kitabı.1886 yılında tamamlanmış ve dünyanın birçok diline çevrilmiş. Ayrıca
Çocuk Kalbi
Çocuk KalbiEdmondo De Amicis · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,5bin okunma
484 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Alıntı Ve Spoiler içerir!! Öğretici bi kitap.. Bu kitaptan neler mi öğrendim : -Dil,din,ırk ayrımı yapmadan insanlara saygı duymayı -Birinin ölümüne üzülmek için ölenle aynı dinden olmak gerekmediğini -'Barbar' kelimesinin aslında 'yabancı' anlamına geldiğini -Çoğu kültürün birbirine karşı önyargılı olduğunu -Hümanizm anlayışının ayrımcılık olmaksızın ve dil,din ayrımı gözetmeksizin insanları sevmek olduğunu -Bir zamanlar ekmeğe 'francala' dendiğini -NATO'nun dev radar istasyonları ve denize açılan mağaralarda bekleyen savaş denizaltılarının Karadeniz'de olduğunu -Günümüzdeki İstanbul Üniversitesinin Osmanlı zamanından kaldığını ve o dönemlerde adına Darülfünun dendiğini ve daha bir çok şey . • Kitabı okumaya başladığımda Maya ve Profesör arasında bi aşk doğacağımı düşünmüştüm ama yanıldığımı farketmek uzun sürmedi :) Son derece sürükleyiciydi. Kitaba da adı verilen 'Serenad' adlı müziği dinledim internetten. Merak edıyor insan. Maximillian ve eşi Nadia arasındaki aşka dair söyleyecek bişey yok. Çünkü 'vayy bee' dedirtecek cinsten. Maximillian'ın Üzerine yapılan betimlemeleri okuyunca ister istemez hayalinizce canlandırıyorsunuz ve onu görmek istemekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Kitap beni biraz yanılttı o sırların altında çok farklı nedenler , çıkacak diye düşünüyordum ki hiç olmadıKalbim Buruk bir şekilde bitti fakat , Maya sayesinde Maximillian'ın gözü açık gitmedi , huzurla uyu Max Serenad'ı okuyan ben ve diğer okurları büyüleyecek türden bi kitap olduğuna artık inancım tam. Okuyun , büyülenin. Kitapla sevgiyle kalın
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2015137,2bin okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Kitap, kâinat, insan, toplum... Bunlardan birini ıskaladığında hayattan kopuş başlıyor. Kuran-ı Kerim'in ilk ayeti 'oku' emri ile başlar. Nasıl okumamız gerektiğini devamında söyler. "Yaratan Rabbinin adıyla." Sonra insanın yaratılışını okumaya sıra gelir. Rabbini bilmeden kendini okumasını bilemezsin. Kendini okumadan hadiseleri kainatı
Avarelik Görgüsü
Avarelik GörgüsüAhmet Murat · Ketebe Yayınları · 2020873 okunma
484 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Öğretici bi kitap.. Bu kıtaptan neler mi öğrendim : -Dil,din,ırk ayrımı yapmadan ınsanlara saygı duymayı -Birinin ölümüne üzülmek için ölenle aynı dinden olmak gerekmediğini -'Barbar' kelimesinin aslında 'yabancı' anlamına geldiğini -Çoğu kültürün birbirine karşı önyargılı olduğunu -Hümanizm anlayışının ayrımcılık olmaksızın ve dil,din ayrımı
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,2bin okunma
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.