Bir Hakan Günday klasiği... Tek kelimeyle muhteşem. Kapağından içeriğine, dünyanın kanayan yaralarını açmış bir kez daha. Düşündükçe şuna daha çok ikna oluyorum: Gücü elinde tutan insanların her şeye ulaşabildiği bir dünyada, neyin doğru olduğuna nasıl inanabiliriz? Bize "gerçek" diye anlatılan, gösterilen şeylerin "gerçekte" ne kadarı gerçektir? Tarih diye yazılan şeylere ne kadar rahat inanıyoruz, oysa bazen gördüğümüz şeyler bile düşündüğümüz gibi olmayabiliyor. Perdenin arkasını asla göremeyecek insanlar olarak fazla tutkulu, fazla atak davranıyoruz. Kimimiz adalete, kimimiz şiddete meylediyor ama aslında ikisi de birilerinin çıkarı için kullanılıyor. "Kendi" kararlarımız bile gizli bir manipülasyonun eseri. Görmezden gelmenin dayanılmaz hafifliği varken düşünmek zor, evet. İyi ki düşünmüş, iyi ki yazmış Hakan Günday. Okumanızı ısrarla tavsiye ederim. =)