Yalnızlıktan korunmak için sadece kendi hemcinslerimizle ünsiyet kurmaz, eşyalarla da gizli bir akrabalık oluştururuz. Hatta bazı eşyalar hayatımızda ayrıcalıklı bir yer tutarken, diğer bazıları ise bizde yalnızca nefret duygusu uyandırırlar. Çünkü eşyaların da bir ruhu vardır ve insan onların arasından kendine en yakın olanını tercih eder. İşi biraz daha ileri götürerek şunu bile söyleyebiliriz: Bir toplumun tarihi, tercih ettiği eşyaların tarihidir. Örnek mi? Hepimizin çokça aşina olduğu "ceviz sandıklar" ve "para kasaları."
İşte denemeye adını veren olay burada başlıyor. Yazar ilk denemede; ninelerimize ait, üstüne yorgan döşek dizilip, yüklük olarak kullanılan, boyaları atmış ve yer yer çatlamış eski ceviz sandıklardan ve günümüzde yerini almış para kasalarından bahsediyor.
Kitap 3-4 sayfalık denemelerden ve son kısımda yer alan 2 kişiden oluşuyor. Ali Ayçil'in okuduğum ilk kitabı. Severek okuduğum ve bazı satırlarda kendime, toplumun sıkıntılarına rastladığım bir kitap oldu. Deneme seven okurlara tavsiye ederim.