1946 yılında nobel ödülü alan yazarın okuduğum ilk kitabı.şimdiye kadar felsefi özellik taşıyan kitaplardan,çok sıkıcı oldukları için hep uzak durmuşumdur. fakat Siddhartha , her ne kadar felsefi özellik taşısa da harika bir kitap.bir defa türünün aksine süper bir akıcılığı var.her cümlesinde,her sayfasında müthiş bir öğreticilik var.ne kadar da budizm ve doğu felsefesi üzerine kurgulanmış olsa da esas olay bu dünyadaki yaşamın her yönünü bize gösteriyor olması. Her türlü olasılığı,iyiliği,kötülüğü,fakirliği,zenginliği,ahlaklılığı,ahlaksızlığı,üzüntüyü,hüznü,mutluluğu,sevinci,yardım etmeyi,yardım görmeyi,,bağışlamayı,vermeyi,almayı,inancı,inançsızlığı,fiziksel ve ruhsal dayanıklılığı,zayıflığı ,kısaca hayatın bütün yönleriyle ilgili olumlu yada olumsuz bütün felsefi düşünceleri,öğretileri ,bazen direk eylemle bazen sözlerle,ama her zaman akıcı bir dille ve merak içinde okunan bir roman havasında bize sunuyor.kitapta siddhartha isimli bir gencin hayatın gizemini çözmek,bedenen ve ruhen doygunluğa erişmek için bir Samana olarak evden ayrılması,yıllarca bu şekilde yaşadıktan sonra Buddha ile karşılaşması ve sonrasında, ihtiyarlayana kadarki olan ve çok farklı şekillerde yaşanmış olan hayatı konu ediliyor.ve tabiiki bizlere felsefi açıdan çok çok fazla dersler verilerek anlatılıyor.son olarak,insanların mutlaka okuyarak kendileriyle ilgili dersler bulacakları harika bir kitap olarak değerlendiriyorum.