Henüz yirmi yedi yaşındayken bir düello’da yaşamını yitiren Lermontov’un ilk ve tek romanı. Rus Nihilizm’ini en iyi anlatan kitaplardan biridir. Hayatın anlamsızlığı, var oluş sancısı çerçevesinde geçen kitap bireyin içine düştüğü sıkıntıları müthiş tahlillerle gözler önüne serer. Hayatın anlam duygusunu yitirmiş bireyin, aynı zamanda nasıl hem duyarlı hem kaba; hem hayata sonsuz bir merakla yaklaşıp hem de her türlü değere karşı kayıtsız kalabileceğini gösterir. Pechorin’i ne kadar kötü göstermişler, nasıl bir olay örgüsü var demekle merak uyandıran bir romanken, insana, kadına, hayata bakışı olabildiğince net ve sert bir şekilde anlatıldığının görüldüğü kötülüğün değil, nihilizmin ön plana çıkarıldığı bir varoluş hikayesidir.
“ Mutluluğun öğrenmekle ilgisi olmadığını anladım, en mutlu insanlar bilgisiz insanlardır çünkü.”