Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oldu olası Türk dindardı. Fakat mutaassıp değildi. Amma şimdi, "ilerici" geçinen iktidarların ayak altına aldıkları Türk'ün târihî ve milli îman hazînesini geri almayı bir îman borcu bilmiş yarı câhil kütleler, onu, İslâm'ın rûhuna yabancı, Kur'ân ahlâkından uzak ve taassupla sulandırılmış katı ve kısır şekillerde arar olmaya başlamışlardır bile. İşte "ilerici"ye diş bileyen bu "gerici" bu öfkeli ve düşüncesiz gözü dönmüş adamın da arkasında, "ilerici" nin iplerini idare eden aynı düşmanın politik canbazlığı vardır. Ne yazık ki bu îman mantığından mahrum kütleler, dinsizlik ifrâtını, dindarlık tefirîti ile körükleyenin, kendine menfaat payı çıkaran düşmandan geldiğinden habersizdir.
Sayfa 158Kitabı okudu
Turgut Özal'ın Ailesi ve Kökleri
Her şeyden önce Atatürk Türkiye'sinin memuru bir ana-babanın çocuğu olarak, oldukça kültürlü ancak muhafazakar değerlere bağlı, bir ortamda yetişmiştir. "Cinlioğlu" ailesinden gelirler. Baba medrese eğitimi almıştır. Küçük kardeş Korkut Özal bunu hassaten belirtir ve "babam Malatya'da kalan son Osmanlı medresesinin en son icazetli memuru. Yani dini bir eğitim almış. Arapça'ya, Farsça'ya vakıftı. Osmanlıca'yı da çok iyi bilirdi" der. Ancak ailenin özellikle anne tarafının geleneksel değerlere daha fazla önem verdiği, ama genel anlamda da bir bütün olarak, çocuklarının isimlerine de yansıyacak (Turgut, Korkut, Yusuf) kadar, belli bir Türk/İslam tarih bilincine de sahip oldukları anlaşılmaktadır. Ailelerinin kökenlerini Battal Gazi'ye kadar da dayandırırlar.
Sayfa 84
Reklam
Gazze'nin Ahını Yerde Bırakan Münafıklara Gelsin...
Rasulullah (sav) Efendimiz müslümanlara kâfirler tarafından yapılan bir kötülüğü asla onların yanına bırakmamıştır. İslam tarihi daha titiz bir şekilde tarandığında bunun örneklerinin çok fazla olduğu görülecektir. Bu sünnet, bu uygulama müslümanlara çok şey vermiş, kâfirler yaptıklarının asla yanlarına kâr olarak kalmayacağını çok iyi öğrenmiş ve ona göre davranmıştır. Daha sonraki dönemlerde bu sünnetin terkedilmesiyle de müslümanlar çok, hem de çok şey kaybetmişlerdir.
İstişare
Tarihî vesikalara göz attığımızda bariz bir şekilde görüyoruz ki; İslâm'dan önceki Türk toplumlarında da aile mefhumuna son derece önem verilmiştir
Alfabe bir milletin tarihi "hatırlama" metodu ve tarihte kalma gerecidir. Arap alfabesinin kaldırılmasıyla birlikte Türkiye, tarihinin yazılı olarak muhafaza edilen tüm hazinelerini büyük oranda kaybetti ve sadece bu hamleyle birlikte kendini barbarlık sınırına düşürdü. Buna "paralel" diğer reformlarla birlikte Türkiye'nin yeni nesilleri sırtlarını dayayacak manevi bir dayanak bulamadılar ve bir tür ruhsal boşlukta bocaladılar ve ülke tam anlamıyla hafızasını ve geçmişini yitirdi. Halbuki böylesi bir reform kim ve ne için gerekliydi?
240 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Âlim, Fikir adamı İhsan Şenocak hocamın kalemine sağlık. Bu eserinde Mealcilere cevaplar vermiş hocamız. Kur'an Müslümanlığı! Çoğu sahih hadisi inkar eden Müslümanlar! Bunların başını da Mustafa İslamoğlu adlı zat çekiyor. Maalesef bu ve bunun gibi insanlar yüzünden çoğu kişi ehli sünnet dairesinden çıkıyor ve ehli bidat oluyor. Rabbim başta
Sünneti Reddeden Kur’an Müslümanlığı
Sünneti Reddeden Kur’an Müslümanlığıİhsan Şenocak · Hüküm Kitap · 2017682 okunma
Reklam
304 syf.
·
Puan vermedi
·
30 günde okudu
Hani öykü kitabı alırsınız ve içinde farklı farklı birçok öykü olur ya işte bu kitabı da öyle düşünün. İçerisinde bulunan 4 ayrı bölüm var ve her bölüm kendi konu başlığıyla ilgili mitleri, destanları ve tarihi olayları akıcı ve anlaşılır bir şekilde hikayeleştirerek bizlere aktarıyor. Belki bazı anlatılanları biliyor da olabilirsiniz ancak birçoğunun bu şekilde tek kitapta toplanmış olması benim hoşuma gitti. Ayrıca anlatılan her hikayenin ya da destanın sonunda kıssadan hisse misali kutucuk içerisinde 2-3 cümleyle açıklamalar bulunması da diğer beğendiğim bir noktasıydı kitabın. Genel kültür anlamında bireylere katkısı olacağını düşündüğüm bir eser. Kitabın yazarı Hüseyin Özdemir bir tarih öğretmeni ve tarihi sevdirebilmek adına böyle bir eseri kaleme almış, ağdalı dilden uzak anlatımıyla da tarihi okumalara ön yargınızı kıracak nitelikte bir yapıt ortaya koymuş bence. Zaten kendisi de tarih derslerinde anlattığı hikayeleri öğrencilerinin ısrarı üzerine kitaba dönüştürdüğünü önsöz kısmında açıklıyor. Son olarak kitabın bölümlerini aşağıya sırasıyla yazacağım, tavsiye ederim. 1. Bölüm: Dünya Medeniyetleri Tarihinden 2. Bölüm: İslam Öncesi Türk Tarihinden 3. Bölüm: İslam Tarihinden 4. Bölüm: Türk-İslam Devletleri Tarihinden
Mitolojiden Tarihe Seçme Hikayeler
Mitolojiden Tarihe Seçme HikayelerHüseyin Özdemir · Ötüken Neşriyat · 201921 okunma
"Parça, bütünün habercisi, sırrı, delili ve sirayet edilenidir. Bir şeyin başka bir şeye sirayet ve nüfuzu, sirayet ve nüfuz eden şeyin, kendisine sirayet ve nüfuz edilen şeyle perdelenmesidir. O hâlde, zamanın gaye noktasına nisbetle tarihî "konjonktür-devre" dilimleri zahir hükmünde; gaye noktası da, ayrı ayrı hakikatleri belirten bu dilimlerin gıdası, "bâtın”ı hükmündedir... İçinde bulunduğumuz yüzyılı İslâm'ın fetih ve oluş oluş ve fetih dönemi olarak ilân etmek, "zaman hükmü" bakımından İBDA memuriyetinin zâhir ve bâtın ölçüsüyle ifşâıdır da...
Ah şu hırs insana neler yaptırıyor.(Muntasır)
Türk komutanlarla iş birliği yaparak babasını(Mütevekkil)ortadan kaldırarak kendisi halife olmuştur.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.