Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Irene Vallejo’nın Papirüs - Antik Dünyada Kitapların İcadı kitabını okuduğumda benim hayat felsefemi özetleyen yukarıda paylaştığım Ataol Behramoğlu’nun bu muhteşem dizleri geldi aklıma. Bu dizlerin temelinde her şeye duyulan merak
Yeniliği değişimle özdeşleştirmemek gerek. Hayattaki her değişim yenilik getirmez. Çoğu değişim, eskiyi tekrarlar ve derinleştirir. Hayatımızdaki önemli/önemsiz her değişim dalgası bir anlam alanı açmaz. Şiiri değişime değil yeniliğe endekslemeli.
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Genç Osman'ın akıbeti hakkında daha fazla bilgi almayı çok istiyordum ve bir tiyatro metni karşıma çıkınca bu kitabı okumak istedim. Şimdiden söylemek isterim ki, tarihe meraklı olan kişilere tavsiye ederim.
A. Turan Oflazoğlu ismi aklıma geldiğinde tarihi metinler geliyor çünkü kendisi birçok tarihi olayları kitaplarında vermiş. Varlık, Türk
Ahmet Erhan geçti...
Şair, yazar, öğretmen ve futbolcu olan Ahmet Erhan 8 Şubat 1954'te Ankara'da doğdu ve 4 Ağustos 2013'te aramızdan ayrıldı. Mersinli bir ailenin beşinci çocuğu olmuştu. Çocukluk yılları da gençlik yılları da Akdeniz'in birçok ilinde geçen Ahmet Erhan lise eğitimi için Ankara'ya
...Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boșluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koșulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan umuttan sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür Hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze
almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz șunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman,yașamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
Sayfa 79 - Kırmızı Kedi Yayınları 20. BaskıKitabı okudu