284 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
1912 Balkan Harbi bozgununun acılarını yaşayıp günlerce yol yürüyerek İstanbula varan bu paşa ailesinin hikayesi ,İstanbul işgal altındayken İngiliz kuvvetlerine mensup bir teğmenin Handan ile aşk yaşamasıyla başlıyor . Tabi bu Osmanlı hanedanlığı için kabul edilir bir durum değildi.Handan ve İngiliz teğmen bunun bedelini ödemiş sıra bu
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201744 okunma
Yok sayılmak, görmezden gelinmek, sözünün dinlenilmemesi, sözünün kesilmesi, sözüne cevap verilmemesi... Bütün bunlar yok sayılmanın belirtileridir ve insanı kayıtsızlık kadar inciten bir şey yoktur. Düşmanlık bile insan için bir lütuftur; çünkü muhatap alınıyorsunuzdur, yeryüzündeki varlığınız önemli bulunuyordur. O yüzden âdâb-ı muaşeretten bir cüz de muhatabımızın varlığını teyit etmek ve ona beraber olmanın bize hissettirdiği güzelliği yansıtmaktır.
Sayfa 222 - Turkuvaz kitap
Reklam
1- Muhammed Avvâme hocamız bu kesitte de ilim ahzetme geleneğimizle ilgili çok önemli bir noktaya temas ediyor. Malumumuz, ilim geleneğimizde ilmi üstaddan almak son derece önem arz etmektedir. Bunun sebebi -sanıldığı gibi- sadece edinilen malumatı düzgün anlamak değildir. 2- Bilakis ilim öğrenilen hocadan malumatla beraber istikamet ve maneviyat noktasında da istifade etmektir. Bu sebeple ulemamız 'ilim üfürülen bir ruhtur, yazıya geçirilen meseleler değil' diyerek bu çarpıcı gerçeğe vurgu yapmışlardır. 3- İlmi sadece kitaptan öğrenen kişi, ucu Allah Resulü (aleyhisselâm)'a varan bu mübarek maneviyat silsilesinden mahrum kalacak ve binaen aleyh ilim yolculuğunda kendisini her türlü manevi marazlardan koruyacak kalkana sahip olamayacaktır. 4- İmam Malik'in talebelerinden Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî, Muvattâ'yı kendisinde okuduktan sonra imamdan yanında bir yıl kalmak üzere izin istemiştir. Normalde öğreneceği ilmi tahsil ettikten sonra memleketine dönmesi gerekirken böyle bir izin istemesinin sebebi nedir? 5- Sebep, hocasının fiiliyatını izlemek, âdâb-ı muâşeretine bakmak ve onun bütün manevi hallerini benimseyerek adeta onunla bütünleşmektir. İlim dendiğinde sadece malumatın akla geldiği zamanımızda selefimizin ilimden ne anladığını ortaya koyması açısından çarpıcı bir örnek!
Ömer Faruk Korkmaz
Ömer Faruk Korkmaz
·
Puan vermedi
Aşk ve Gurur mu yoksa Gurur ve Önyargı mı? “Ama her duygusal tepki aklın sınamasına tabi tutulmalıdır; kanımca gösterilecek tepki ihtiyaç duyulan duygu ile doğru orantılı olmalıdır.” – Jane Austen İngiliz Edebiyatında roman denilince akla gelen ilk isimlerden Austen‘dir. Austen eserlerinde sadece bir olay örgüsü anlatmakla kalmamış aynı zamanda
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202377bin okunma
...... KULA ADÂB GEREK
1 Bil bunu yokluk imiş aşıka mi'rac gerek Aşıka mezheb ü din varlığı yok gerek 2 Fi'l ü tedbiri bırak cümlesi tadir-i Huda İnşirah-ı dil-i İslam'a rıza-pak gerek 3 Pak edip ayine-i kalbi melal renginden Ver cila şevk ile kalbin ise pak gerek 4 İstemez aşk ile viran olan ma'mûrluk Karvan-ı ğam-ı dil menzili virane gerek 5 Sarf ola nakd-i niyaz ayn-ı meta'-ı naza Aşk bâzârına bu can ki pür-kâr gerek 6 Her ne olsa eder ol padişah-i Zü'l-celal Teslim ol emrine fermanına ta'zim gerek 7 Ah u vah eyleme kanûn değil uşşaka Alemin zevk u safası gam u hicran gerek 8 Cümleyi terk kılup kalbini Hakk'a bağla Hüsn-i hulk ile tevekkül kula adâb gerek 9 İncinir cânın eğer incitir isen bir can Dervişe meskenet u mahviyet u sabr gerek. 1O Zikr ile Âdile esma vü sıfatı derk et Sâlike vecd ü sema' ile safa hal gerek 11 Rahmeti kullarına kıldı o Allah i'ta Sabr kıl hikmeti var eylese izhâr gerek
Sayfa 375Kitabı okudu
Aşk u niyâz
Selâm yerine kullanılır. Birisine selâm yollanır, yahut mektupta selâm yazılırken, «Aşk u niyâz ederiz» denir. Hâl - hâtır sorulunca da, Nasılsınız? Diyene, Aşk u niyâz ederiz diye mukabele edilir. Diğer tasavvuf yolların da da vardır; fakat Mevlevilerde olduğu kadar umumi değildir. Şunu da hatırlatalım ki bir Mevlevi, söz arasında «ederim, yaparım, gelirim, gelmem gibi birinci şahsı kullanamaz; çünkü bu, bir benlik ifadesidir. Bunun yerine, ederiz, yaparız, geliriz, gelemeyiz gibi cem i’ sığası kullanır. Aşkolsun diye Aşk vermek, bu söze muhatap olmaya, Aşk almak denir. Meselâ, bir yere gidip hatır sorulması, ona cevap veriliş anlatılırken filân zâta gittik; aşk verdiler, aşk aldık tarzında bir cümle kullanılır.
Reklam
46 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.