Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
yaraları sağaltan türkülerin bağrından bir infial uyanıyor bu mısralar o infialin suç ortağı olmalı diyorum ki ölüsü çirkinleşmiyor çocukların hepsinin kanından bir pay âdem’in ilk oğluna ikinci oğluna güzelliğinden. benim sabah-ı şerifle boyanan duvarlarım vardır annemin gece uyanıp dili damağında Allah deyişi çift tesbihle saldırışı kâfir
Reklam
Cehrî Zikir - Hafî Zikir
Nakşibendîlerin gizli zikri esas almaları açıktan Allah diyememeleri... Bu mânâyı aramak lazım. Bu mânâyı düşünmek lâzım. Sesli Allah demek istemeyişleri, diyemeyişleri bu sebepten. Nasıl bir İlâhla, nasıl bir Rabla, nasıl bir Mâbudla, nasıl bir mâşukla-sevgili ile, Mahbubla karşı karşıya olduklarını düşününce fısıltı ile bile olsa, yani dili oynatacak şekilde bile Allah demeyi o parmağın izi gibi görmüşler, camdaki nefes izi gibi görmüşler. Keşke, gönlüm isterdi ki cehrî zikre karşı çıkanlar bu anlayışla karşı çıksınlar. O zaman ömrümün sonuna kadar emin olun cehren Allah demem. Cehrî demem, nefes almam; yâr incinmesin diye... Sevginin coşkunluğu ayrı bir şey. Elbette ki Kadirîler'deki o coşkunluk da çok farklı bir şey. Yani denizin çarşaf gibi durgun olmasındaki güzellik nasıl zaman zaman insanı mest ediyor, kendine çekiyorsa; bazen de böyle kıyıları dövmesi, ses çıkararak gelip kayaları dövmesi, o da ayrı bir güzellik değil mi? Ayrı bir davet, ayrı bir çekicilik, ayrı bir cilve. İnsanın bu iki zevki, bu iki bilinci kendinde birleştirmesi lâzım. Durgun zamanında da denizi seyretmek, ayaklarını içine sokmak ve tefekkür etmek; dalgalı zamanlarında da girip yüzmek o dalga ile adeta kucaklaşmak, mücadele etmek...
Sayfa 240 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
…Kadın kutsal bir goncadır… …Bir Doğu masalı Tanrı’nın gülü beyaz yarattığını, ama goncanın hafifçe açtığı sırada Âdem’in bakışlarıyla karşılaşınca utanıp pembeleştiğini anlatır. Onlara duyduğumuz derin saygıdan dolayı genç kızlar ve çiçekler karşısında dili tutulanlardanız.
Sayfa 552 - Türkiye İş Bankası-Kültür Yayınları 2. CiltKitabı okudu
Fakat bir an için doğa yasalarının var olmadığı bir dünya hayal etmeye çalışın: Bu dünyada ileri itilen insanlar bazen geriye doğru geliyor veya yukarı doğru uçuyor da olsun; uçurumdan aşağı düşen insanlar bazen zemine çarpınca organları daha dinç oluyor veya düşmekten çok büyük haz alıp hiç zarar görmüyor da olsunlar... Böylesi bir ortamda bu kişinin ileri ittiği kişiye ne olacağını tahmin etmesi mümkün olamadığından bu eyleminden sorumlu olacağı düşünülemez. (Daha önce de dikkat çekildiği gibi doğa yasalarının olması gerekmesi bu yasaların tamamen zorunlulukçu yasalar olması gerektiği anlamını da taşımaz. Doğa yasaları olasılıkçı bir yapıya da sahip olabilir ama bu olasılıkçı yapı eylemlerin sonuçlarının tahmin edilemeyeceği kaotik bir yapı ortaya çıkartmamalıdır.) İşin doğrusu doğa yasalarının değil de kaosun olduğu bir ortamda insan türünün ne yaşaması ne de herhangi bir dili öğrenmesi mümkün olurdu ve dili öğrenmek mümkün olamayınca imtihan olmaya yeterli bir akıl seviyesine ulaşmak da mümkün olamazdı. Fiillerin sonuçları değişince fiilleri, isimlendirilen nesneler değişince nesne isimlerini belirlemek mümkün olmaz. Teist dinlerin metinle rinde Hz. Âdem’in özelliklerinden özellikle dili konuşa bilmesine atıf yapıldığını da hatırlayalım; dil konuşabilme özelliğiyle “sorumlu insan” dünyadaki yerini almıştır (dili konuşabilmek için doğa yasalarının olduğu bir ortamda yaşamak gerekli şartlardan sadece birisidir)
Sayfa 49
Bir doğu masalı Tanrı’nın gülü beyaz yarattığını, ama goncanın hafifçe açtığı sırada Adem’in bakışlarıyla karşılaşınca utanıp pembeleştiğini anlatır. Onlara duyduğumuz derin saygıdan dolayı genç kızlar ve çiçekler karşısında dili tutulanlardanız…1
Sayfa 552Kitabı okudu
Reklam
_Sümerler, Türk'tür. _Tarih 5500 yıl önce Sümer’de başlar. _Sümerce kesinlikle Türkçedir. Prof. Atakişi Kasım _MÖ 2400 yıllarına ait çivi yazılı belgelerde Türk adları bulundu. _Sümerce, Türk, Fin ve Macar dillerine akrabadır. Asurolog Jule Oppert _Atatürk demiş ki: Bırakın şu Asurları! Asurlar Arap cinsinden. Bu Sümeroloji olacak demiş.
_Benim ülkem Dünya’dır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir. _Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım. _Mantığı kullanmayı reddeden birisiyle tartışmak, ölüye ilaç vermeye çalışmak gibidir. _İktidar halktan korkarsa bu
_İnkarcılar kızgın fırına atılmış saman gibi yanacaklar. İnananlar ise ahırdan salınmış buzağılar gibi sevinçle sıçrayacak. _Davutoğlu Süleyman’ın özdeyişleri_ _Akılsızlarara, ahmaklıklarına uygun karşılık ver. Yoksa kendilerini bilge sanırlar. _Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? _İyilerin peşinden gidin. Hırsızın katilin
Yaratan, bu hatayı, yazıcı meleklere unutturdu, içinde işlenen bahçeye, meyvesinden yenen ağaca unutturdu. Kabahati işleyen beden Âdem’indi. Tanıktı Âdem’in dili damağı, dişleri. Adem’in uzuvlarına unutturdu.
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.