Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar kendilerini neden birbirlerinden soyutlar? Neden her aile bir soyutlanma hissiyle ve nefretle diğer gruplara karşı kendi içine kapanır? Aileler kendi içlerinde mutluluğu bulacakları düşüncesiyle değil, kendilerini diğerlerinden soyutlamak için içlerine kapanırlar. Söz konusu engeller sevgiyi savunmak için oluşturulmaz. Aile engelleri kapalı, geçilmez ve evin duvarlarından daha güçlüdür. Sınıfları ve ulusları birbirinden ayıran engeller de öyledir. Ulusal engeller birleşik ve birörnek bir grubu tehlikeden korumak ve güvende tutmak üzere birbirinden ayırmak için inşa edilmemiştir. Soyutlama ve savunma kaygısı ulusların arasındaki engelleri pekiştirir, bireylerin ve ürettiklerinin dolaşımına mani olur. Peki ama eğer uygarlıklar alışveriş aracılığıyla kuruluyorsa bu neden böyledir? Acaba ulusal engeller de büyük bir ıstıraptan, aşırı şiddete maruz kalmış olmaktan kaynaklı psikolojik bir engel midir? Acı organize hâle gelmiş ve öylesine yoğunlaşmıştır ki gittikçe daha güçlü ve daha kalın engeller oluşturularak, ulusların yaşamlarını sakatlamıştır.
Sayfa 170 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
Reklam
Önceleri sadece can sıkıntısı olarak okuduğum kitaplar, hayatımın en büyük zevki oluvermişlerdi.
Bana lazım olan mücadele etmekti, bu değil; bana lazım olan yaşamın duygularımızı yönlendirmesi değil, yaşamda duyguların bizi yönlendirmesiydi.
"Her insanın kendine göre bir ifade tarzı vardır. Bir duygu varsa bir şekilde ifade edilir."
"Benim görmediğim her bakışı, her hareketi yüreğimde karşılığını buluyordu."
Reklam
"Bilmediği şey iç dünyamdı, ruhumdu; çünkü ruhumu seviyordu çünkü bu arada iç dünyam gelişmiş, serpilmişti."
13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
Şu devirde "Ebeveyn'i" destekleyici tek şey teknoloji..!
Çocuk maddiyatla değil, kendine değer verilen destekleyici aile ortamında mutluluğu hisseder.
Yaşamla ilgili her şeyi kavrayan, ister erkeğe ister kadına ait olsun insan yüreği ve insan zihni hakkında bilinmesi gereken ne varsa hepsini bilen şeytan Tolstoy; Rose bir erkeğin kadınlar hakkında Tolstoy kadar bilgili olması mümkün müdür diye merak ediyor, bir erkeğin bütün erkekler ve bütün kadınlarla özdeşleşebilmesine anlam veremiyordu, o yüzden de Tolstoy'un yazdığı sadece Savaş ve Barış, Anna Karenina, Diriliş gibi büyük romanları değil, daha kısa yapıtlarını, novellalarını ve öykülerinin çoğunu da okudu, içlerinde en çok da genç bir gelinin hikâyesini ve giderek yaşadığı hayal kırıklığını anlatan yüz sayfalık Aile Mutluluğu kitabından etkilendi, yapıtta anlatılanlar kendi yaşadıklarına öylesine yakındı ki sonunda gözyaşlarına boğuldu
Reklam
Benim bütün istediğim, hayat oyunu oynamak değil, hayatın kendisini yaşamak.
Gerçekleşmesi olanaksız hiçbir şey istemiyorum.
Yalnız kalmak, ağlamak, ağlamak, ağlamak istiyorum.
" -Keşke ömür boyu burada, bu terasta böyle otursam. -E, oturun siz de -Hayat böyle yerinde oturup durmuyor ama."
"Bütün hayatımın bu şekilde, bu yalnızlık ve kendi başıma kurtulmaya gücümün hatta isteğimin olmadığı bu çaresiz gönül yorgunluğu içinde geçmek zorunda olduğunu sanıyordum."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.