“GÜNDÜZÜNÜ KAYBEDEN KUŞ”UN GÜNEŞE YAKTIĞI TÜRKÜ
“Miho hâlâ gündüzü arıyor, ama bulamıyordu. Kanatları ağırlaşıyordu. Kanatlarıyla aydınlığa varamayacağını anladı. İşte o zaman masum sesiyle mavi yükseklikleri yaratmaya kalkıştı. Türkü söyledi. Türküsüyle ve içinin ateşiyle zindan kesilen evreni apaydın edecek olan güneşi yaratmaya
Bu kitabı 68 kuşağını anlatan "Hatırla Sevgili" dizisinin devamı olan "Bu Kalp Seni Unutur Mu" dizisinde görmüştüm. Ha okudun ha okuyacağım derken aradan on iki yıl geçmiş.. Kitabı da bulamıyordum. Çok sevdiğim bir arkadaşım sayesinde kavuştum nihayet ve okudum.
Ve Çeliğe Su Verildi, Bolşevik Devriminin Ukrayna ayağını
Hangisi Ortadoğu'da geçerli Düşünmek mi? inanmak mı?
Güzel insanlar merhaba!!
İran Ortadoğu'nun nevi şahsına münhasır bir coğrafyası...
Yıllardır niyet edip bir türlü gidemediğim coğrafyaya bu yıl gitmek kısmet oldu. (darısı gitmek isteyen güzel insanlara!)
Coşkun Faik Kavala'nın, okuduğum ilk kitabı...
Kitabı okurken 32.gün belgesel tadında bir İran yolculuğu oldu benim için.
Kaçar dönemi, bir darbe ile iktidarı ele geçiren Rıza Şah Pehlevi, SSCB ve İngiltere ABD kıskacında İran'ın yaşadıkları,
Rıza Şah sonrası oğul Muhammed Rıza Pehlevi ve Ak devrim süreci, köyden kente göç eden köylüler (mollalarin arka bahçesi) Tudeh ve halkın fedaileri ve bir araya gelemeyen sol güçler.
Kitapta çok fazla ayrıntı,o dönemin gazete kupürleri, anılardan alıntılar var. Buda konuları sıkılmadan okumayı sağlıyor.
Muhalefet karşı direnmeyi değil sessizce ülkeyi terk etmeyi seçen son şah ve mollalar rejiminin kuruluşa giden yol.
Kitap bize sınır komşusu olan ama pek tanımadığımız İran tarihi son yüzyılıni tanımak için güzel bir eser. Tavsiye ederim.
Son olarak, yazarın üslubu çok akıcı, satır aralarında yazarın açık bir şekilde şah ve ailesine güzelleme yapması gözden kaçmıyor.
Sağlıcakla kalın efendim
bir anlamı olmalı bu diş çiğnemelerin
bu göğüs geçirmeler nedensiz değil
duvar duvar susması bu coşkun ağızların
korkarım
korkarım
gözün göze dimdik bakmamasından
elin eli kardeş kardeş sıkmamasından
korkarım
tepelenmiş yuvasından karıncaların
Son bir senedir içimi en çok acıtan şiir:
Bin yıl oldu toprağına basalı
Hayli oldu kılıçları asalı,
Bülbüllerin onun için tasalı,
Sazlar kırık, ayar tutmaz telleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..