Tanzimat döneminin aydın sadrazamı Mehmet Emin Ali Paşa Türk seçkinlerinin en belirgin örneğidir. İstanbul halkının fakir kesiminden gelip doğru dürüst okul görmese de kendisini Babıali kalemlerinde bin bir gayretle yetiştirmiştir.
Bu gencin Fransızcasını işitip okuyan ünlü Lamartine, “ Fransa’da okuduğu için Fransızcası benim kadar düzgün” diyor. Oysa ne Fransa’sı, her şeyi sadrazamlık kalemlerinde kör makasla mukavva kesercesine dervişane çileyle öğrenmişti.
Sayfa 127Kitabı okudu
Yunanlılar, Ağustos 1919'da Bergama'nın Kozak Nahiyesi'ne gelen bir İngiliz Heyeti'nin tahkikatı sırasında heyete, Yunan mezalimi ve Yunanlılardan memnun olmadıkları yolunda ifade veren şahıslardan Molla Mustafa'yı heyetin gitmesini müteakip süngüleyerek öldürmüşlerdir. Yunanlılar, Fransız subaylarından oluşan bir Tahkik Heyeti'ni, Soma'dan Bergama'ya arabasıyla götüren arabacı Mehmet Pehlivan'ı Bergama'dan dönerken öldürmüşlerdir.
Sayfa 58 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okuyor
Osmanlı aydınının Batılı aydını ihanet eder görmesinin ikinci temel nedeni, Batılı Aydın'ın devletin dışında kalabilip entellektüeli oluşturmasına karşılık, bizim buraların aydınının devletin içine / içinde doğmuş olmasından ötürü, ilgi ve merakını yalnızca bu üst formasyona yöneltmiş olmasıdır. Osmanlı aydını yalnızca devlet için vardır ve bu anlayış bugün hâlâ sürmektedir.
Sayfa 172
" ... Anadolu'da köylü kadınları şuhluktan, naz ve işveden o kadar yoksundur ki, onların hangi biriyle, böğür böğüre, koyun koyuna yatsam, vücudumun hiçbir şey duymayacağını tahmin ediyorum. İhtimal ki çok da fena kokarlar. Kendileri hakkında, bu hislerimi içgüdüleriyle sezdikleri için midir, nedir bilmiyorum, onlar da, bana her rastgelişlerinde, arkalarını çeviriyorlar. Yahut - eski Yunanlılar devrinde yas tutan kadınlar gibi- yere çömelip başlarını örtüyorlar. Ve benden başka hiçbir erkeğe bu hareketi reva görmüyorlar. Buraya geldiğimin bilmem kaçıncı haftası idi. Mehmet Ali'ye sordum: - Kadınlarınız niçin yalnız benden kaçıyorlar? - Yabansınız da ondan, beyim. Bu "yaban" lafı önce beni çok kızdırdı. Fakat sonra anladım ki Anadolulular, Anadolu köylüleri tıpkı eski Yunanlıların kendilerinde başkasına "barbar" lakabını vermesi gibi her yabancıya yaban diyorlar. Bir gün ... Bir gün, onlara, ispat edebilecek miyim ki, ben bir "yaban" değilim. ... Gün geçtikçe daha iyi anlıyorum Türk"entelektüel"i, Türk aydın, Türk ülkesi denilen bu engin ve ıssız dünya içinde bir garip yalnız kişidir. ..."
Sayfa 35 - İletişim Yayınları
Mösyö Kreşendo G. Rossini Türkleri konu alan 4 eser yazdı. Fatih Sultan Mehmet hakkında yazdığı "Maometto II" idi.
Sayfa 22Kitabı okuyor
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir:
"...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
Ahlaki ideal, Tanrıdır.
Gerçek anlamda ahlak, insanın ilahi insiyatife olumlu bir karşılık vermesi sonucu oluşmaya başlar.
Sayfa 86Kitabı okudu
" Türkçe yazma ve ifade, düşünme yetisinin aracıdır, aydın olmanın şartıdır. Ne yazık ki, son otuz yılın eğitim politikaları doğal olarak aydın sayılmaları gereken üniversite düzeyine gelmiş insanların çoğunluğuna anadil eğitimi bile verememektedir. Sürekli değişen ve sonunda test esasına bağlanan sınav sistemleri de, Türk insanının yazarlığına darbe vuran etkenlerden biridir. "
Sayfa 84Kitabı okudu
Aydın'la da bu hallere düştükten sonra, öteki birliktelikler ne durumdadır acaba? Uyumaya çalışıyorum, sen Gürkan'ını, Mehmet'i de çok sevmiştin unutma, son sevgiler en büyük sevgiler gibi görünüyor, değil, tümü güzel, tümü büyük. Aydın da bitecek, sevgiler tükeniyor, tüketiliyor, özen gösterilmiyo" sevginin de kuralları vardır, üzerinde çalışmak, işlemek gerekir. Bakmazsan, uğraşmazsan, büyümez ...
Liberal komünist misin nesin???:)
Liberalizmin temel değerlerini mesela bireysel hak ve özgürlükleri dikkate alan komüniteryan bir anlayış ve siyasetin daha başarılı olacağına inananlardanım..
Sayfa 215Kitabı okuyor
Irkçıların, aşırı milliyetçilerin gerçekleşmesini asla arzu etmediği şey, entegrasyondur, uyumdur; en sevdikleri şey ise aşağılama ve haysiyet cellatlığıdır.
Sayfa 192Kitabı okuyor
“Tabiat, boşluk kabul etmez.”
Sayfa 187Kitabı okuyor
Sen, Bensin. Aydın hocam:)
Siyaset konusunda ne fikirde ne histe ne de eylemde aşırılığa meylettim. Değerler konusunda istikrar içinde değişmeye önem veren muhafazakarlığı; ırkçılığa kaçmayan tarih ve kültür şuurunu merkeze alan bir milliyetçiliği savundum her zaman. Bireysel hak ve özgürlükleri insani hayatın olmazsa olmaz şartı olarak gördüm. Sosyal adalet konusunda duyarlı ve ısrarlı bir konumda durmaya hayatım boyunca gayret ettim.
Sayfa 160Kitabı okuyor
Hakikat, müsademe-i efkardan doğar.
Sayfa 159Kitabı okuyor
Dünyada insana, insanca muamele etmek kadar değerli çok az şey olsa gerek.
Medeniyet dediğimiz yüksek varoluşun olmazsa olmaz şartı; insana insanca muamele etmektir.
Sayfa 158Kitabı okuyor