Yani, müreffeh bir hayat yaşamak istiyorsanız, inandıklarınızı -asıl davranışlarınızın dayandığı ilkeleri- incelemelisiniz. Bu ilkeler sizi daha yüksek amacınıza (mutluluğa) götürmek için yararlı değilse, o zaman neyi nasıl değiştirmeniz gerektiğine bakı; çünkü bunu yapmak için her zaman özgür iradeye sahipsiniz. Hayatınızın ilkelerini netleştirdikten sonra hayatınızı, bu ilkelere uygun ve uyumlu bir şekilde yaşar ve kararlarınızı bu yönde verirsiniz.
İslam davetinin ilk günleriydi. Mekkeli müşrikler, günden güne büyüyen hak dinin önünü almak üzere Dârünnedve’de toplantı üzerine toplantı yapıyorlardı. Yine bir gün Kureyş’in ileri gelenleri burada toplanıp iman edenlere karşı ne gibi tedbirler alacaklarını konuşuyorlardı. Toplantı esnasında, birisi Ümeyye b. Halef isimli azılı bir müşriğin
“Yaşadıklarımızın yaşadığımız anda anlamdan yoksun oluşudur yazma olasılıklarını artıran.”
Ernaux ‘un bir yaz kampında eğitmenlik yaptığı 58 yazının hikayesi bu. Yıllarca kaçtığı, hafızasının derinlerine itip üstünü örttüğü, defalarca hakkında yazmayı deneyip başaramadığı 58 yazındaki Annie’nin hikayesi.
Hafıza, üstünde kalın tüvit kumaştan kalem etek, lacivert truvakar bir ceket, annenin kuşkulu bakışlarından kurtulmanın hafifliğiyle ve ilk kez yalnız ve özgür kalmanın heyecanıyla trenden inen kızın peşine takılıyor. O’nun mutluluklarına, ıstırabına, utançlarına, ulaşana kadar; onu çırılçıplak soyup ışığa tutana kadar; ondan içinde kapladığı ağırlıkla birlikte kurtulana kadar..Şu cümleyi kurana kadar: “58'deki kızı nihayet azat ettim.”
Kendini azat etmek ne zor, ne müthiş şey. Ne müthiş şey, bir insanın kendi yaşamı üzerinde kurduğu kuşatmayı yarması, hakimiyeti yeniden ele geçirmesi, tırtıksız, derin bir nefes alabilmesi. Ve bunu başkalarına da anlatabilmesi. Bir kez daha hayran oldum Ernaux’a.
‘Ben yapmadım o yaptı’ der gibi, üçüncü tekil şahıstan bahseder gibi yazıyor yaşadıklarını Ernaux. Aile yapısının, toplumun bireyin üzerinde kurduğu o korkunç baskıyı, kişiliklerimizde yarattığı tahribatı öyle iyi veriyor ki bu. Ve acı olan, 1958’deki o kızın düştüğü çukurların hala baki olması. Özellikle genç kadınların kişisel gelişim kitabı gibi okuması gereken bir kitap bence bu.
Kızın HikâyesiAnnie Ernaux · Can Yayınları · 2023374 okunma
Tarih boyunca Müslüman-Türk Milletine karşı olan kin ve nefretini saklama ihtiyacı duymayan ve her zaman psikopat bir davranış sergileyen Çin; her fırsatta dünyaya verdigi mesajlarında 5000 yıllık bir tarihe ve medeniyete sahip olduklarını ileri sürerek bazı devletleri etkilemeyi başarmışlardır.
Çinliler, dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip