sahipkıran efendim Turin
...kulaktan kulağa fısıldanan kehanet şuna işaret ediyordu: Dünya yaslanıp da bezgin düşen Kudretli varlıkların gücü iyiden iyiye köreldiğinde, Morgoth sonsuz gecenin kıskacından kurtularak kapıdan geçip geri dönecekti; iste o zaman, hem güneşi hem ayı yok etmeye kalkışacak ve beyaz bir alev misali kayarak üzerine çullanan Earendel ancak gökyüzünden sürülüp atılabilecekti Valinor düzlüklerinde vuku bulacak nihai muharebede kozlarını paylaşmak üzere düşman kuvvetlerinin karşılıklı saf tutuşu izleyecekti bunu. O gün Tulkas, Melko ile düelloya girerken sağında Fionwe solunda ise Hurin'in oğlu yazgiyi alt eden lakaplı Turin Turambar alacaktı yerini; Melkoya nihai ve ölümcül darbeyi indiren de yine Turin'in kara kılıcı olacaktı; böylelikle Hurin'in soyunun ve de tüm insan ırkının intikamı alınmış oluyordu.
Sayfa 329Kitabı okudu
“Yaşamımızı özgür irademizle, karar vererek yönlendiremiyoruz. Yaşam denilen şeyin kendisi sinirlerle, dokularla, hücrelerle ilgili bir şeydir, düşünceler bu hücrelere gizlenir, arzular buralarda konuşlanıp hayaller kurar. Sen kendini güvende hissedebilirsin, gücünün kuvvetinin yerinde olduğunu zannedebilirsin. Fakat bir odada ya da gökyüzünde tamamen tesadüfen gözüne çarpan bir renk tonu, ya da bir zamanlar sevdiğin bir parfümün kokusu derinlerde gizli saklı anıları getirip önüne koyar. Çoktan unutulmuş bir şiirin aniden karşına çıkan bir dizesi, epeydir çalmadığın bir müziğin ezgisi; yaşamımız bu tür şeylere bağlıdır Dorian, Browning bununla ilgili yazmıştı; duyu organlarımız bizim yerimize hayal eder. An gelir beyaz bir leylağın kokusu burnuma çarpar ve ben hayatımda geçirdiğim en tuhaf ayı yeniden yaşamak zorunda kalırım.”
Sayfa 249Kitabı okudu
Reklam
Budanov'u aklamak için yazılan pembe rapor
Budanov, 8 Şubat 2000'de izne ayrılarak Buryatya Cumhuriyeti'ne gitti. Karısı, verdiği ifadede Budanov'un bu izin sırasında gergin ve sinirli olduğunu söyledi. Budanov, karısına alayının Argun Ravi­ne'de Hattab'ın [bir Arap komutan) savaşçılarıyla karşı karşıya gel­diğini ve çarpışmalarda Hattab'ın grubundan 15 saha komutanının öldürüldüğünü
Ağustos Ayı Hikaye/Deneme Etkinliği
Yazar:
İclâl
İclâl
Hikaye Adı : Ölürken 'var' olmak Link: #32472986 Ressam : Kahlo hizliresim.com/pnGDla Odamdayım. Evde kimse yok. Evde pek kimse olmaz zaten. Yatağımdayım. Tavanı izliyorum. Yer yer rutubet izleriyle dolu beyaz tavana sıçratılan boyanın bıraktığı izleri izliyorum.
Zuhal Olcay - Öyle Kal
youtube.com/watch?v=umgqd_K... // ...düşlerim hep öyle kal ekim ayı çıkagelsin ve bütün acılar çobanyıldızının bitmeyen kırağıyla düşlerim hep öyle kal beyaz küllerin eteğinde kırılmış lamba ve solgun bir ay ardımızda kentler aşklar ve sokaklar düşlerim hep öyle kal hep öyle kal... .... (behçet aysan)
Gece. Karanlık. Yine kar yağıyor. Evvelâ sık. Buğday gibi. Kuru. Sonra lâpa lâpa. Sabah oluyor. Sessizlik. Bazı evlerin sofalarında, ahırların önünde kürklü köylüler var. Ahır kapıları açılıyor Az sonra hayvanlar başlarını dışarı uzatarak yeryüzünden silinmiş, kaybolmuş hayatı ararlar gibi başlarını sallıyor, kişniyorlar. Yollar, duvarlar, çalılıklar, kuyular, evler, karlar altında. Ne bir yol, ne bir iz. Yalnız, havada uçuşan karlar. Bazı evlerde sesler işitiliyor; uzak, boğuk, ahenksiz sesler. Kar yağdıkça, sıklaştıkça sesler zayıflıyor; ömürlerinin sonu gelmiş, zayıf, halsiz kelebekler gibi sofaların önüne düşüyor, kesiliyor, soluyorlar. Kar seyrekleşiyor, yavaş yavaş diniyor, son taneler beyaz sinekler gibi oraya buraya uçuşuyorlar. Bazan hafif bir rüzgâr saçaklardan biraz kar tozu kaldırarak sofalara götürüyor, sonra o da kesiliyor. Ve aşağıda deniz, beyazlar içinde Ayı Dağ görünüyor. Hava temizleniyor, günlerdir yere inmiş gök, yavaş yavaş yerden ayrılıyor, yükseliyor, mavileşiyor. Köy hâlâ sessiz, kışın ağırlığı altında nefesini tutmuş, bir şey dinliyor, bir şey bekliyor.
Sayfa 369Kitabı okudu
Reklam
955 öğeden 941 ile 950 arasındakiler gösteriliyor.