Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hayatımız boyunca başkalarının bize yaptıklarını bir günah gibi taşırız boynumuzda; kötülüklere, haksızlıklara dur diyemedikçe kendimizi suçlamaya başlarız. Demek ki hak ediyoruzdur, demek ki değersizizdir, başka insanlara böyle davranmadığına göre sorun bizdedir. En azından bunlara “dur” diyemeyecek kadar güçsüzüzdür.”
272 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı Kapağına Göre Yargılama
DİKKAT SPOİLER İÇERİR Tüm hikayelerin sonu hep bi tutarsız eksik yani sonunda hep bişeyler olsun diye bekliyorsun ama maalesef hayal kırıklığı. Ayrıca hikayelerin ilerlemesi de ağır ve ne korku ne heyecan hiç birşey yok. Tatsız tuzsuz bir kitap. Stephen King'in jüri olarak ödüle layık gördüğü kitap deniyor ama şaşırtıcı. Yok efendim bu kitabı evde yalnızken okumayın, korkuyu sevenler için harika bir kitap falan yok öyle bir şey arkadaşlar kusura bakmasınlar beş para etmez. Yada bize hitap etmiyor diyelim.
Sıra Kimde
Sıra KimdeGeorge Woods · Kalipso Yayınları · 2012181 okunma
Reklam
Bu düzen mi farklı, ben mi? Hayatın ve insanların öğrettikleri neden eylemleriyle çelişiyor? Yalan mı söylüyorlar yoksa sadece kendilerini mi kandırıyorlar? Demagoji denilen şey, duygu ve düşünce hırsızlığı değil midir? Koca bir dolandırıcılık değil midir? Terimi süslü taktikler olarak pazarlıyorlar. Uyuşturucunun küçük dozlarıyla yapılan ilaçlar nasıl ki bize şifa verirken, fazlası bizi zehirler ve bağımlılık yaparsa; demagoji de öyle değil midir? Sağlıkta ve benzeri iyiliklerde azı fayda sağlar ama fazlası ruhumuzu çürütür, benliğimizi esir alır. Bu dünyada bana göre iki tür yaşam var: Biri, her şeyi mantığın süzgecinden geçirip genel doğrulara göre şekillenen, akıl ve ahlakla örülen bir yaşam. Diğeri ise, doğru bilgileri kendi çıkarlarımız için eğip bükerek 'doğru yaşam' diye pazarlanan, aldatıcı ve sığ bir varoluş. Peki, biz hangi yolu seçmeliyiz? Mantığın peşinden gidip özgür mü olmalıyız, yoksa kendi kurduğumuz yanılsamalar içinde köle mi kalmalıyız? Gerçekten yaşamak nedir? Kendi doğrularımızla mı yoksa evrensel doğrularla mı yol almalıyız? Sorularla dolu bir dünyada, cevabı kim verecek? Bu düzen mi farklı, yoksa biz mi?
Yeni Bir Matbaa ve Tipo Baskıya Geçiş: Emel Matbaacılık Güneş Matbaacılık'ta üç buçuk yıl süren dizgi baskı macerasından sonra 15 Mayıs 1972 tarihinde 145. sayı ile yeni bir döneme giriyorduk. Gazete yeni bir baskı tekniği deniyordu. Rotatif baskının bozukluğu çok şikâyetlere yol açmıştı. Zaten Güneş Matbaacılık da "taahhütlerimizi tam
Millî Birlik Şartı - Galip Erdem Hepimizin bildiği, yine de çoğumuzun unutur gördüğü bir gerçeği hatırlatmanın tam zamanıdır. Milletimizin düşmanları hem sayıca çoktur, hem de güçlüdürler. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünürken, aklımızdan hiç çıkmaması gerektiği hâlde , düşmanlarımızın varlığını ve gücünü hesaba katmıyor gibiyiz.
.... Kaçan neden kovalanır? Oscar Wilde’ın Lady Windermere’in Yelpazesi oyununda Dumby karakteri “Hayatta iki türlü trajedi vardır: Biri istediğini elde edememek, diğeriyse istediğini elde etmektir,” der. Ardından ekler: “İkinci çok daha kötü, ikinci gerçek trajedi!” Yakıcı bir güneşin altında, önünüzde masmavi uzanan buz gibi denizi düşünün.
Reklam
İlahi yardımlar insanın heveslerine göre gelmez.Bazen kişinin darmadağın edilmesi bir tür yardımdır. Cenab-ı Hakk,arzu ettiğimiz ancak bize zararı dokunacak şeyleri elimizden alıp,yerine faydalı olanı koymaktadır. Bu faydalı şeyler bazen musibet, bazen hastalık, bazen de huzursuzluk ambalajına sarılı olarak bize ulaşmaktadır.
Aynı durum, İsrail'in bizatihi ismi için de söz konusu. Kur'ân-ı Kerîm'in açık ayetlerine göre, "İsrail" kelimesi Hz. Yakub'un lakabıdır. İsrailoğulları, "Yakub'un çocukları" anlamına gelen bir tamlamadır. Bugün zulüm, işgal ve katliamla eşdeğer olarak görülen "İsrail" kelimesi de, Siyonistlerin işgali altındaki bir başka kavramımızdır. İslâm'ın en büyük peygamberlerinden biri olan Hz. Yakub'un adı, zihinlerimizde bambaşka bir şeye dönüştüyse, şöyle bir durup irkilsek yeridir. "Kahrolsun İsrail!" derken, hiç öyle bir şey kastetmesek de, aslında bir peygamberin ismini telaffuz ediyor oluşumuz ve bize söyletilen şey üzerine derin derin düşünmeliyiz.
olur.Örneğin, bir insanın yılandan ya da karanlıktan korkması için yilanla karşı laşmiş ya da karanlıkta kalmış olması gerekmez. Yilandan ya da karanliktan korkma eğilimleri, atalarımızın kuşaklar boyu süre gelmiş yaşantıları sonucu bize aktarılmış ve beyin dokumuza iş lenmiştir. Bir başka deyişle, kolektif bilinçdışının evrimi, tarih boyunca insan bedeninin geçirmiş olduğu evrimle özdeş bir bi çimde açıklanabilir. Zihin işlevlerinin organı beyin olduğuna göre, irksal bilinçdışının oluşumu da beynin evrimine doğrudan bağlıdır.
Sayfa 177Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.