Uçuk mavi mürekkep dolmakaleminin altın rengi ucundan hafif hafif damlayarak noktayı dağıttı; zira kalemi orada takılıp kalmıştı; bir noktaya sabitlediği gözleri yaşla doldu. Bütün körfez titreşiyordu; deniz feneri yalpaladı ve Mr. Connor'ın küçük yatının direğinin güneşin altında mum gibi eğildiği zehabına kapıldı. Gözlerini hızlı hızlı kırpıştırdı. Bazen korkunç kazalar olurdu. Gözlerini yine kırpıştırdı. Direk düz duruyordu; denizin çalkantısı her zamanki gibiydi; deniz feneri dimdikti; ama mürekkep lekesi yayılmıştı. "...çekip gitmekten başka bir seçenek kalmadı," diye yazdığını okudu.
Sayfa 1
Modern Batı mutfağında istiridye, pişirilmeden ve öldürülmeden yenen yegâne şeydir. Bu, "doğal" yiyeceğe en yakın olan yiyecektir: En ufak ima olmaksızın au natural denmeyi hak eden tek yiyecektir. Lokantada yediğinizde, modern çağın bütün silahlarıyla donanmış ve ne yaptığını bilen bir profesyonel tarafından uygar bir törenle kabuğu
Sayfa 14 - PdfKitabı okudu
Reklam
İncilin tutarsızlığı üzerine
İncil bir babanın, kızını cariye olarak satabileceğini (Mısır'dan Çıkış, 21:7), kızının bekâretini bir çeteye feda edebileceğini (Hâkimler, 19:24) ve onu öldürebileceğini, ama yine de iyi bir baba ve ulu bir insan olabileceğini yazar. Bir erkeğin birden çok karısının olabileceğini; onları satabileceğini, birilerine verebileceğini ya da başkalarıyla değiş tokuş edebileceğini, yine de bir beyefendi, iyi birkoca, erdemli bir insan ve Tanrı'ya en yakın insanlardan biri olabileceğini söyler; bu, başlangıç için oldukça iyi bir mevki. HELEN H. GARDNER
Sayfa 86
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
Ama "uyum"un bir kız kardeşi var, daha az gülümseyen, daha ürkütücü, şimdi bile meşgul bu tanrıça - Hindistan'ın sıcağında ve kumlarında, Afrika'nın çamurunda ve bataklık- larında, Londra'nın kenar mahallelerinde, kısacası iklimin ya da şeytanın, insanları tanrıçanın temsil ettiği gerçek inançtan ayrılmaya kışkırttığı her yerde - şimdi bile ibadet yerlerini yıkmakla, putları kırmakla, onların yerine kendi asık suratını koymakla meşgul bu tanrıça. Yola getirme denir ona, zayıfların iradesinden yararlanır, etkilemeyi, zor kullanmayı sever, halkın suratına damgalanmış olan kendi yüz hatlarına tapar. Hyde Park Corner'de, bir kutunun üzerine çıkıp vaaz verir; beyazlara bürünüp nedamet getirip kardeş sevgisi kılığında fabrikalarda ve parlamentolarda dolaşır; yardım önerir ama iktidarı arzular; muhaliflerini ya da hoşnutsuzları yolundan temizler; onun gözlerine bakarken kendi gözlerinin ışığını tevekkülle yakalayanları kutsar.
Sayfa 109Kitabı okudu
736 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Orta Çağ kilisesinde geçen bir cinayet romanı ama daha fazlası
Ben ne okudum Yazar, her satırı ilmek ilmek işlemiş bence. Bu kitabı bu kadar değerli yapan onlarca şey sayabilirim. Roman, 1327 yılında İtalya'da bir manastırda zehirlenip öldürülen bir rahibin ardından yaşanan olayları ve bu cinayetle ilgili soruşturmaları konu alıyor. Kitap, hem o dönemdeki din anlayışını inceleyen tarihsel bir roman
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,7bin okunma
Reklam
119 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.