Sistemi görünüşte iyi amaçlarla programlamak bile tahmin edilemeyecek kadar ters tepebilir. Popüler bir senaryoda, ilk süper yapay zekayı tasarlayan şirket, programı pi sayısını hesaplamak gibi masum bir teste tabi tutar. Kimse daha ne olduğunu anlamadan, yapay zeka gezegeni ele geçirir, insan ırkını ortadan kaldırır, galaksinin dört bir köşesine işgal seferleri düzenler, bilinen tüm evreni süper bir bilgisayara dönüştürür ki milyarlarca yıl boyunca pi sayısını daha doğru hesaplamaya devam edebilsin. Sonuçta Yaratıcısının kendisine verdiği ilahi görev budur.
Bugün size tavsiye edeceğim kitap, Cemal Kafadarın Metis yayınlarından çıkan bir tarih kitabı. Tarih kitaplarını sevenler için çok iyi bir kitap. Yazar Karacaoğlan'ın şiirinden yola çıkarak yazmış kitabını.
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Tas tas içtim ağuları sağ iken
Kahpe felek vermez benim muradım
Viran oldum mor sümbüllü bağ iken
Aradılar
İyilik yap, ama asla iyilik yaptığını düşünme!...
Kişi ne zaman kötülük yapan biri olur?..
Kendisinin iyilik yapan biri olduğunu düşündüğü zaman.
Resûlüm!..
Onlar seni yalanlarsa de ki: Benim işim bana, sizin işiniz de size aittir.
Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.
Yunus - 41
Allah’ın kesinlikle yalancı olduğunu
Kuru kuruya Kudüs demek yerine, Kudüs'ü tarihi ve kıymeti ile tanımak gerek!
Tarihin ilginç tecellilerinden biridir ki, Kudüs tam tamına dört yüz yıl Osmanlı idaresinde kalmış ve 1917 yılının sonlarında İngilizlere terkedilmiştir. Hatta o vakit, İngiliz generali Allenby, hiçbir savaşa mahal bırakmadan şehrin kendisine teslim edilmesine çok şaşırmıştı. Neden mi? Sebebini "Yahudi Sözü Gazetesi"nin 18 Aralık 1917 tarihli nüshasında yayımlanıp "Correspondence Bureau Ajansı"nın telgrafla bütün dünya Yahudilerine yaydığı beyannamedeki şu pasajdan anlamak mümkündür. Orada deniliyor ki:
"Türkler bu mukaddes şehri top ateşi altında bırakmamak için savaşsız terk edecek kadar yüksek bir anlayış sergilemişlerdir."
#İskenderPala #DörtGüzeller kitabında ateş, su, toprak,hava ile ilgili güzel yazıları harmanlamış. Hayatımızda göz ardı ettiğimiz bu elementlere bakış açım tamamen değişti. Sadece içtiğim suydu yani. Özel bir anlamı şekli ya da cismi yoktu. Fakat #Ulucami deki şadırvan, zamanında suyun şifa olduğu, bir çok hikaye ve şiirle desteklenerek muazzam bir düşünce yazısı ortaya çıkmış. Bir yandan hem okuyorsun, bir yandan da bir şeyler kazanıyorsun. Şiir mısraları ve tatlı kısa hikayelerle keyif buluyorsunuz. Kültürel açıdan kendinize bir şey katmanız için okunmaya değer bir kitap. Anlatımı da çok hoş. Yaşadığımız hayatta görmezden geldiğimiz temel unsurları çok güzel ve farklı bir bakış açısı ile yorumlamış. Okumak için mutlaka listeye alınması gereken bir kitap bence.