Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-“Kendinin verecek pek çok şeyi varken, sizi cömert olmaya çağırır; talebini yeri­ne getirirseniz, sizi herkesin duyacağı bir biçimde takdis eder; eğer reddederseniz, size içinden lanet okur. -"Tapınakta, sizden yoksullara yardım etmenizi ister; ama kendi evinin çevresin­de bir öğünlük ekmeğe muhtaç yoksulu göremez, işitemez yahut görmezden, işit­mezden gelir. -"Dualarını satar ve dualarını satın almak istemeyen olursa, onu dinsiz imansız ilan eder, kovup çıkarır cennetten. -"Gerçekte, sizin saygı değil korku duy­duğunuz bir yaratıktır, kanınızı emen ke­şiş tipidir, bu. Sağ eliyle istavroz çıkaran, sol eliyle de sizin boğazınızı sıkan papaz tipi ..!”
Doğanın üreticiliğine saygımız var. Ona saygısızlık yapmak istemiyoruz. Tarlayı süreceksin, ekeceksin, hasat zamanı toplayacaksın. Emek vereceksin. Ekmeğe basmayız, çünkü emeğe saygımız var. Bu ekmek işbirliğinin ürünüdür, biz işbirliğine saygı duyarız.
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
Biz neden ekmeğe basmayız?
Doğanın üreticiliğine saygımız var. Ona saygısızlık yapmak istemiyoruz. Tarlayı süreceksin, ekeceksin, hasat zamanı toplayacaksın. Emek vereceksin. Ekmeğe basmayız, çünkü emeğe saygımız var. Bu ekmek işbirliğinin ürünüdür, biz işbirliğine saygı duyarız.
Ekmek, tuz, kitap ve şekere saygı Saygı halkın gücüne ve hünerine... Önce ekmeğe saygım: Tarlaya ve tohuma Dökülen tere, değirmene Unu kepekten ayıran eleğin aklına Mayanın unu çoğaltan gücüne Önce ekmeğe saygım Emeğe Ekmek, tuz, kitap ve şekere saygı Tuz ekmeği tamamlar Katıktır rençper sofralarında Yoksul evlerde. Dostluklar tuz-ekmekle pekişir Denizlerin gizi tuz Ekmek gibi sevgilidir.
Sayfa 22 - YAZKO (Yazar ve Çevirmenler Yayın Üretim Kooperatifi, İstanbul, 1982.Kitabı okudu
Evlerinde edebiyattan çok ekmeğe saygı gösteriliyordur. Evdekiler karınlarını doyurmayı kafalarını beslemeye yeğ tutuyorlardır.
Esirlerin salıverilmesinden sonra Tiflis'te çıkan Kafkas adlı ga­zetede, avulda geçirdikleri esaret günlerinin hikayesi yayınlan­dı. Gazetenin yazdığına göre "ilk akşam, tanışmayla geçti." Bu denli dehşet verici bir akşamı, sosyal kaynaşma çağrışımı yapan bir ifadeyle tarif etmeleri ilginç. Fakat Şamil, daha ilk günden esirlere
Reklam
“Bildiğim kadarıyla akılsız yaratıklar; ağaçlara meyve bırakmaktan başka pek bir şey yaptıkları yok. Tüm iş dişilerde; erkeklerse…Pek bir şey yapmıyor. Ve en dişe dokunanları, yani kraliçe ise kovanın iyiliği için günlerini yumurta makinesi olarak geçirmeye mecbur…” “Ve dengi geldiğinde, başka bir kraliçe ortaya çıktığında ne oluyor?” diye devam ettim. “İkisi de -kovanın iyiliği için- ölümüne dövüşmek zorunda kalıyor. Arılar sıkı çalışıyor, bu doğru ama bir arının hayatı boyunca ürettiği bal tek bir tatlı kaşığı kadar değil mi? Her kovandan devamlı yüzbinlerce saatlik arı işgücü çalınıyor; sırf kızarmış ekmeğe sürülsün ve mum yapılsın diye. Ama onlar akıllı, kendine saygı duyan herhangi bir ırkın yapacağı gibi savaş ilan etmek ya da grev yapmak yerine buna katlanıyor. Bana kalırsa insan ırkına biraz fazla benziyorlar.”
Bunu anama götürsem ..
Çocukluğunu hiç yaşamamıştı. Oto yıkama servisinde çalışıyordu. Adı Ali idi. Ben ona Aliş diyordum. Aliş'le birkaç kez ekmek arası köfte yedik. İlk keresinde gördüklerim içimi parçaladı. Küçük elleriyle tuttuğu ekmeğe öylesine büyük bir saygı, minnet ve şükranla bakıyordu ki. Yemeğe kıyamıyordu. Zaten yemedi. Çocuksu bir hüzünle. "Bunu anama götürsem," dedi
Sayfa 149 - Epsilon Yayınları 1. Baskı 2014Kitabı okudu
Fizyolojik ihtiyaçlar
Bireyin fizyolojik olarak yaşamda kalmasını sağlayan ihtiyaçlardır. Boeree (2006) bu ihtiyaçları; oksijen, su, protein, tuz, şeker, kalsiyum, diğer mineraller ve vitaminler ile ısı, hareket etmek, dinlenmek, uyumak, acıdan kaçınmak, cinsellik olarak sıralamıştır. Yemek ihtiyacı bunların içinde en güçlü olanıdır. Bir başka ifadeyle ölmekte olan bir
Sayfa 461Kitabı okudu
134 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.