…Hz. Fâtıma (r.a.) Nebîler Efendisinin son çiçeği… Peygamber Efendimiz’in dünyada neslini devam ettiren nur yumağı… Kızlarının en küçüğü… Cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan ve Hüseyin’in (r.a.) anneleri… Hz. Ali’nin (r.a.) zevcesi… Eli değirmen döndüren “Fâtıma ana” diye anılan bir sultane anne… Beyi ve çocuklarıyla Ehl-i Beyt’i teşkil eden
Büyük Doğu bir mefkurenin ismi... 1943-1978 yılları arası 35 yıl boyunca 512 sayısı çıkan derginin ilk cümlesi bu, dergi kendisini bu cümle ile takdim ediyor. Bir döneme damgasını vuran, ekol olan ve gelecek nesillerde çoğu kişiye ilham ve düşünce kaynağı olan Büyük Doğu harektinin sesi olan derginin ilk sayısı. Peki ilk sayıda neler var?
Büyük Doğu'nun takdim yazısıyla başlıyor.
Necip Fazıl Kısakürek'in Var il Yok şiiri
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Müjde şiiri
İskender Fikret Akdora'nın İnsanlar yazısı
Hüseyin Cahit Yalçın'ın Fertler ve Cemiyet yazısı
Salih Murat Uzdilek'in Septisizma Devri ve Süreklilik yazısı
Rıza Çandır'ın Hadiselerin Bilançosu yazısı (2. Dünya savaşının gidişatı anlatılıyor.)
Fikret Adil'in Hafakan isimli kısa hikayesi
Reşat Ekrem Koçu'un Çanakkale Boğazı yazısı (Bu tarih yazısı bana Çanakkale Boğazının daha önce de geçilmeye çalıştığını ama Kara Mehmet adında bir topçunun attığı tek bir gülle ile değişen savaşın gidişatının buna engel olduğunu öğretti, tanıdık geldi mi? Ee ne demişler tarih tekerrürden ibaret, Çanakkale Geçilmez)
Necip Fazıl Kısakürek'in Mareşal Fevzi Çakmak ile röportajı
ve daha bir çok güzel yazı
Derginin baskıları tekrarlanmadığından dergiyi temin etmek or Nadir kitapta ve sahaflarda çok uçuk fiyata satılıyor. Ama arayan okumak isteyen bulur bir şekilde dimi.
18.Asırda Vehhâbîliğin ortaya çıkışıyla da Ibni Teymiyye ekolü bir nevi milis kuvveti kazanarak Suudî siyasî otoritesinin himayesiyle yayılmaya başladı ve zamanla bütün Arabistan'a hâkim oldu. Maamafih Vehhâbilik, İbn Teymiye'nin fikirlerinden çok daha aşırı bir yol tutmuştur. Öyle ki, ibni Teymiyye'nin caiz değil dediğine, Vehhâbîler' caizdir demişlerdir.
Böylece enteresan bir tenakuz doğmuştur ki, İbn Teymiyye, hem modernistlerin, hem de dini eski saf hâline döndürme iddiasındaki fundementalist telâkkilerin önderi olarak görülmektedir, Protestanlığın kurucusu Luther'e benzetilen İbn Teymiyye'nin fikirlerinin devlet eliyle yayılması, eski mücâdeleyi tekrar alevlendirdi. Bu mücâdele yirminci asrın başlarından itibaren bir bakıma İbn Teymiyye'nin yolunu sürdürmek iddiasında olan Muhammed Abduh ve talebesi Reşid Rızâ'nın faaliyetleri neticesinde bir gelenekçiler modernistler mücâdelesi halini almış ve günümüze kadar kıyasıya devam etmiştir.
Rasûlü Ekrem Efendimiz'e (s.a.s.) başvurmuşlar ve şöyle demişler:
"Cennet göklerde yer genişliğinde olduğuna göre Cehennem nerede?"
Rasûlü Ekrem Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlar:
"Gün doğduğu zaman gece nerede?"
Tefsir'ül Münir - Resulullah'a Itaat Etmek Farzdır:
Rasulullah (S.A.)’ a İtaat Etmek Farzdır
64- Biz hiç bir peygamberi, Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir hikmetle göndermedik. Onlar, kendilerine zulmettikleri vakit sana gelip de Allah'tan mağfiret dileselerdi ve onlara (son) peygamber de mağfiret isteyiverseydi, elbette Allah'ı tevbeleri hakkıyla kabul edici, çok
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,