"Türk Edebiyatı'nın En İyi 100 Romanı"
1. İnce Memed - Yaşar Kemal
2. Tutunamayanlar - Oğuz Atay
3. Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar
4. Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
5. Kara Kitap - Orhan Pamuk
6. Bereketli Topraklar Üzerinde - Orhan Kemal
7. Aylak Adam - Yusuf Atılgan
8. Aşk-ı Memnu - Halit Ziya Uşaklıgil
9. Benim
Buram buram samimiyet kokusu geldi burnuma!
Burnumun direği sızladı!
Yazılan her satırda sevgiyi, özlemi, acıyı en derinine kadar hissettim.
Leylim Leylim
Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar...
Ne kadar inceymiş birçok şey eskiden, ne güzel sevgiler varmış.
Karşılık bulamayınca başkasına gidilmez, sevgi sevilmediği yerde bitmezmiş.
“Kırk yıl cevap almasan benden, gene yaz…”
…
“Dünya dünya olalı kimselerin benim gibi sevdiğini ve sevebileceğini sanmıyorum. İnandığım en kesin gerçek bu canım.”
Dönem şairlerinin aşkı büyük olur ama Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e duyduğu aşk bir başka; çok daha derin!
Aşkının karşılığını alamamış, Leyla Erbil onun aşkını dost olarak cevaplamış
"Seni, bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza..."
Diyor
Ahmed Arif ve kıymeti bilinmeyen aşkını kalemlere, kağıtlara bağıra bağıra anlatıyor. Hem de ne anlatmak...Bu sözlere taş olsa erirdi diyor insan ama ne yazık ki bazı kalpler taştan daha sert olsa gerek ki Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e olan aşkı karşılıksız kalıyor.