İncelememe başlamadan önce Doğan Cüceloğlu’nun yaptığı çalışmalarla Türkiye için çok değerli bir insan olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Keşke kendisiyle yüz yüze tanışma fırsatım da olsaydı. Işıklar içinde uyusun.
Bir gün kitabevinde kitap bakarken Doğan Cüceloğlu’nun kitabını gördüm ve merak edip rastgele bir sayfasını açtım ve bu sayfada kaleme aldığı yazısını okuduğumda kendimi gördüm. O gün kitabı satın alarak okumaya başladım.
Kitapta evlilik öncesinde karşımızdaki insanı tanımamız gerektiğini, değerlerimizi, kurallarımızı, geleneklerimizi, içerisinde yetiştiğimiz aile kültürünü, denetim odaklı kültür, gelişim odaklı kültür, ben kavramı, biz kavramı, can’a can ilişki, sevgi ve saygı kavramlarını diğer insanlardan gelen mektup kesitlerinden yer vererek somutlaştırarak anlatıyor. Kitabı okuduğum süreç boyunca evlilik sürecinden çok evlenmeden önceki sürecin önemli olduğunu anladım. Aynı zamanda evlilik sürecinde kötüye giden olayların iyiye çevrilebileceği mucizesini de öğrenmiş oldum.
Bekar ve evli bütün insanların okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Doğan Hoca’mıza bizlere böyle değerli kitaplar bıraktığı için teşekkürlerimi sunuyorum. Ruhu şâd olsun.
Gurur ve Önyargı“sı için, “Bu kitabı okudum, tamam ama bana ne verdi? Hiç. Sanat yok sanat!“ diyen bir okur vardı. Görüşüne katılmıyorum tabii, ama açık sözlülüğünü beğenmiştim. Zira günümüzden oldukça farklı bir sosyal ve kültürel ortamda geçen dönem romanlarını okumak, hele edebi bir beklentiden ziyade
