Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi: Çekil önümden, diye ferman edersin;
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?
Ömer HAYYAM
Ah, nasıl mümkün şimdi seni unutmak!
Nasıl mümkün okumadan önceki hâle dönmek.
Oysa "Hangi hikâye başladığı yerde bitmemiş ki?" idi son cümlen...
Benim seninle olan hikayem başladığım yerde bitmedi. Seni okuyan benle önceki ben asla aynı yerde olamam...
Hiç, bir resmin sizi alıp geçmiş yıllara sürüklediği oldu mu? Bir albümü kurcalayıp
⋆⋆
⋆ Kısa bir inceleme yapacak olursam:
Kitap, yetimhanede büyümüş hayata bakış açısıyla dikkat çeken Nuh Tufan ile başlamaktadır.
Kendisi Albino olan zeki ve ağzı iyi laf yapan bir karakterdir. Lise döneminden yakın arkadaşı İbrahim Kurban, zengin bir aile çocuğu ama biraz içe kapanık takılan farklı ilgi alanları olan zeki bir adamdır.
Nuh Tufan bize biraz ilginç gelebilecek birkaç işler yaptıktan sonra İbrahim Kurban ile beraber büyük bir serüvene başlıyorlar. Bu serüvene daha sonra Nuh Tufanın aşkı, Ferruh Ferman (Arkeoloji okumuş, farklı bir işle zengin olmuş iş insanı.) gizli servis elemanları Umur Samaz ve Habip Hobo ve yerli bir mafya ile İtalyan mafyası(konuya çok dahil edilmemiş) dahil oluyor. Kitap sırasıyla Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Habip Hobo, Ferruh Ferman ve tekrar Nuh Tufan’ın ağzından anlatıyor. Gerek bu gençlerin hayatları, hayata bakışları, düşünceleri bizi hikayeye çekiyor.
Murat Menteş’in aforizmaları, saptamaları, benzetmeleri gayet güzel ve dikkat çekici bence. Yerinde yapılan açıklamar insanı olaya daha çok bağlıyor. Romanın dili gayet akıcı bazen güldüren bazen ise düşüren sürükleyici okuması zevkli bir kitap.
Bazı okurlara absürt gelebilir.Ben yazarı ve kafasını sevdiğim için severek okudum ve beğendim. Sizlerde farklı izler bırakabilir. Keyifli okumalar şimdiden.
"Lakin aşk başka bir şey, Kemal."
"Ah Azra, bilmez miyim," dedi Kemal, " gönül hakikaten ferman dinlemiyor. Keşke kalbimize söz geçirebilsek."
"Ve arzularımıza. Siz erkekler kalbinizden çok arzularınızın esiri oluyorsunuz galiba."
Cennet Mekan II. Abdülhamid Han Hazretleri'nin hemen hemen her köye gönderilmesini ferman eylediği, Seyyid Abdülhakîm Arvasi Hazretleri'nin; "Miftâh-ul Cennet ilm-i hâlinin yazarı sâlih bir zât imiş. Okuyanlara fâideli olur." buyurduğu, birçok münevverin; "Bu millete bir tek şey lazım, Mızraklı ilmihal okumak" dediği
Dili yasaklamak insanlık suçudur. İnsanı anadilinden koparmak vahşettir. Bir insanı kendi dilinden koparmak, insanın ruhunu, kişiliğini zedeliyor, gelişimini engelliyor. Bence bu Kürtçe yasağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yanlışlarından biriydi. " Mehmed Uzun
Dünyanın kaç yerinde insanların anadili yasaklanmış, sırf dillerinden dolayı
"Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır
Dünya düşman olsa da, iman bizden yanadır."
Ruhumu teşhir ederken çığlıklarım
Zamana suskun değildim hakîkatte
Felâketim oydu ki, mağrur ilhamım
Hazin bir şarkı, sakladığım ızdırâbım.
Ben sana mahkûmum ezelden ey deniz
Andan hükmünün tecellisine mecburum
Bir damlana muhtacım, bu fukara pek cılız
Islak avuçlardan battı düşlerim, yine de uslanmadım.
Dilerdim sonsuz ufka kanatlanıp ve engin mavilere
Fâni ve haddinden fazla yitiktir bu koru
Ölümün kıyısında yaşamak için aşkın odunda tutuştum
Hakîkati aradım virânede ben yıllar boyu.
Sen güle râmsın, ben deryâya râm oldum
Mesken tuttum kıyıları, ateşe verip kuruttum
Hayâle sığmaz yaşamak, yalan bir uğraştır uymaz gerçeğe
Devindim okyanuslar çıkmazında, kapıldım suyuna umudun...
Butimarım yarım yamalaktır kanadım, yüzemem, uçarım
Hayrete düştüm, harâbe gönlüm, sessiz bir uçurum
Budur hilkati ruhumun, kıyamında susar, vecdindedir kuyum
Ben keşmekeş bir sancı, fermân dinlemez bir isyanım
Butimar, https://1000kitap.com/yazar/i132851