Hayatım yalnızlık içinde geçti Bay Smithson. Asla kendi dengimle arkadaşlık edemeyeceğimi, asla kendi evimde oturamayacağımı, dünya bir genellikse benim hep bir istisna kalacağımı buyuran bir ferman vardı sanki.
Bu hükümet
Pir Sultan'a pasaport vermiyor,
Onu anladık.
Yunus Emre'ye de
Basın kartı vermiyor,
Onu da anladık.
Ama bu hükümet
Ferman çıkarmış
Karacaoğlan'ı
Otobüse bindirtmiyor.
Sayfa 301 - YKY, 74.Baskı Şubat 2019, İstanbulKitabı okudu
Şiir-Miir / Yar
Bir dipsiz uçurum, bir çıkmaz sokak,
Gözlerin hapsinde bir mahrem sevda.
Dünya bir cehennem, adımlık durak,
Yolculuk... ve sonra kahreden veda.
Gecenin koynunda bir koyu hasret,
Tabak gibi bir ay doğdu gecenin ardına
Ay sanıyorduk ya da biz orada olanlar
Birincisi anlatmaya başladı önce heyecanlı
"1803 sene, henüz akıllar durgun,
Kara bir kule, çevresi ak bir kale pamuktan
Bir hayalet peyda olmuş ortasında
Kale şifacısı, kimyacısı, kahramanı
Hep beraber krala gitmişler,
Çehresi ak bir sakalla kara
Bineceğin trenlerin soluğu tükenmesin. Ayağını attığın yerler deprem görmesin. Denizler uslu, vapurlar yollu olsun. Ferman et rüzgar beni de alıp oralara atsın.
Kaç ışık söndü gözbebeğimde..
Kaç soluk kesildi..
Kaç umut asıldı..
Bilmem bahar nasıldı bu şehirde..
Tam yürek erişmişken nazlı hayale..
Hakkımda ferman düşüp..
Başımıza üşüşüp..
Derdime tuz basıldı bu şehirde..
Gün gelir devran döner..
Adımıza türküler söylenir bu şehirde..
Gün gelir yaralı kuşlar döner sılaya..
Hey anam hey anam hey paylar