Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçbir şey bu kadar acı olamaz. Anlatımlar değil, yalnızca kalıplar, biçimler var burada. Dondurulmuş gülüşlerin sergilendiği bir tür galeri. Belki de yüzümü bu örneklerin hiçbirine uyduramadığım için durup durup çığlığı basıyorum. Ben kimi sözcüklerin bile içlerinin samanla doldurulup müzelere kaldırıldığını gördüm. Soyu tükenmiş kuşlar gibi... Onlar da bir zamanlar gökyüzünü boydan boya silmek ister gibi kanat çırparlardı, düşecek olsak kök gibi ayaklarımızın altına akarlardı. Bana her şeyin değiştiğinden, değişmesi gerektiğinden söz ediyorlar. Benim gördüğüm yalnızca bir değişim oysa, yenilenen hiçbir şey yok!
III-Bir Ada Anıyorum
Bir ada anıyorum. Rakamlardan uzak mı uzak. Para pul, kâr zarar konuşmak yasak. Bir ada ki bankeri yok, yüksek faizi yok. Tahvil, senet, karşılıksız bono, sertifika, çifte faiz bilinmez. O adada akıllılar yolunu bulup safdilleri sömürmez. Dar gelirli her fırsatta okkanın altına gitmez. Dar gelirli yok ki zaten, herkes eşit, tok gözlü. Tüketim hırsı yok edilmiş. Doğanın verdiği yeter. Aç açık yok ki ortada. Açgözlülük bilinmez.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Saadet bu ömrün neresinde?"
BİR ADA ARIYORUM Bir ada anıyorum. Gürültüden uzak. Sisten ve pislikten uzak. Bir ada ki, kıyılarını berrak deniz okşasın, yumuşak yumuşak. Tuzlu deniz koksun suları. Hani çocukluğumuzdaki gibi. Hani insanlar onu lağım kokutmadan önceki. Korkusuzca gireyim sularına. Kulaçlayayım doya doya engine doğru. Arınsın, dinlensin, “yaylasını alsın”
"Dönüşü olmazdı bazen aşılan mesafenin, dönüştüğü şey geçmişinle beraber bugüne de tutsak eder, geleceğiniyse ipotek altına alırdı."
Sayfa 120 - Mona KitapKitabı okudu
Dönüşü olmazdı bazen aşılan mesafenin, dönüştüğün şey geçmişinle beraber bugünü de tutsak eder, geleceğiniyse ipotek altına alırdı.
Sayfa 120Kitabı okudu
9 Akdeniz, yağmurdan kaçırılmış, ancak üzerindeki tek bir satırı bile okunamayan bir kâğıt parçası gibi. Zaman gittikçe küçültecek onu ve bu çağın yıkımından kurtulmak için ona sığındığımızda şifrelerden örülmüş bir dil kullanmak durumunda kalacağız. Bir aynanın, işlevini ancak başka bir aynanın görüntüsünü yansıtarak yerine getirebildiği böylesi
Turuncu Defter
Reklam
"Caravaggio'yu bilir misiniz?" Sorum üzerine tek kaşını kaldırdı. Gözbebeklerine yerleşen duygu arşa tırmanırken onun da meraklandığını anladım. "Katil ressamı kim tanımaz?" Verdiği cevap karşısında masanın etrafından dolaşıp odanın içinde yavaşça adımladım. "Birkaç yıl önce Fransa'nın güneyinde, bir evin çatı katında eski bir tablo bulundu. Çatının su sızdırmasıyla ev sahibi hasarı tamir ettirebilmek adına önce sorunun ne olduğunu anlayabilmek için çatı katına çıktı ve eşyaların arasında duran bu tabloyu keşfetti. Tablonun önemli olabileceğini anlayarak onu değer biçilebilmesi adına bir uzmana götürdü. Ve bu sayede yaklaşık dört yüz yıllık olan eserin, İtalya'nın en önemli ressamlarından Michelangelo Merisi da Caravaggio'ya ait olduğu ortaya çıktı." Michelangelo Caravaggio güçlü ışık ve gölge kullanımıyla ünlüydü. Resimsel düzenlemeleri dramatik bir açıyla ele alması, onu barok döneminin en özgün sanatçılarından biri haline getirmişti. Ona göre Rönesans'ın sanatı oldukça duygusuzdu ve herkes sıradan bir taklitçilik ile hayatı gerçeklerden uzak, yaşamdan arınmış resmediyordu. O dönemde sanat-zanaat diye bir ayrım yoktu. Günümüzde yer edinen galeri ya da sergi salonları o zamanlarda söz konusu bile değildi.
Öğrenin, İslami degerlerinizi iyi taniyin. Ogrendikleriniz ile mutlaka amel edin. Hayatiniz ile yasayan İslam olun... Hayatinizdaki guzellikler İslamin mesaji olsun.... Adiniz anildiginda herkesin guven duyacagi biri olarak kabul edilesiniz.... Yasantiniz ve sozlerinizle mutlaka inkara ve kufre, adaletsizlige ve ahlaksizliga karsi mucadele edin... Eger etrafinizdaki insanlari dusunce ve yasanti olarak etkilemez, yonlendirmezseniz, etrafin etkisi altina girersiniz.y
Sayfa 101Kitabı okudu
İnsanlığın gerçek hazinesi emektir. Savaşları çıkartan da, emeği sömüren kapitalistlerdir. Bu gerçeğin ayrımında olan Haldun Taner şunları yazar: "Bir ada arıyorum. Rakamlardan uzak mı uzak. Para, pul, zarar konuşmak yasak. Bir ada ki bankeri yok, yüksek faizi yok. Tahvil, senet, karşılıksız bono, sertifika, çifte faiz bilinmez. O adada akıllılar yolunu bulup safdilleri sömürmez. Dargelirli her fırsatta okkanın altına gitmez. Dargelirli yok ki zaten, herkes eşit, tokgözlü. Tüketim hırsı yok edilmiş."
Sayfa 179Kitabı okudu
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.