"Bu kızın kafasında öfke ile sevdanın, gurur ile aşağılanma duygusunun, intikam ile matemin dolaşık bir yün yumağı gibi iç içe geçtiğini görüyor, bir parça üzülüyorum."
'Son çâre' en kötü çâredir ve yenilgidir. Gelecek nesillerin hep birlikte gurur duyacağı ve herkes için kazanç anlamına gelecek şey ne ise hakikî çâre odur.
"Dünyayı görüp tanıdıkça hoşnutsuzluğum artıyor. İnsanların içyüzünün nasıl hiç göründüğü gibi çıkmadığını; iyi ya da akıllı gibi görünenlere bile nasıl hiç güven olmadığını her gün daha açıkça anlıyorum."
Haset, kin, gurur ve dünyaya tapınmadan arınmamış, temizlenmemiş gönül, nasıl ilâhî tecellilere, sevgi sultanının kendini göstermesine nail olabilecektir?
"Bill Starkey" diye devam etti, "hortlak kılığına girip ay ışığında kardeşini kovalarken, korkudan nöbet geçirsin istememişti, ama öyle oldu ve her annenin gurur duyacağı o güzel, zeki çocuk şimdi bir geri zekalı oldu, seksen yaşına kadar yaşasa da öyle kalacak.bu sadece bilgisizlikten
Dionysios’un, Platon’u Atina’ya değil de Agina adasına göndermesi, onun doğum yerinin bu ada olduğu tahminlerini güçlendiriyor; yani Atina’nın değil de, bu adanın Platon’un doğum yeri olmasını. Platon’u köle olarak kendi yurduna göndermek, Dionysios’un zevk aldığı, kendine has gurur kırma yöntemi olsa gerek. Bunun dışında Platon’un tanınacağından ve zengin bir arkadaşı tarafından satın alınıp, azat edileceğinden de kesinlikle emindir böylece Dionysios ciddi diplomatik gerginlikleri de önlemiş olacaktı.
Dünyayı daha iyi tanıdıkça, hoşnutsuzluğum artıyor ve her geçen gün, insan karakterinin kararsızlığına ve insanların görünüşlerine ne kadar az bel bağlanabileceğine olan inancımı doğruluyor.