Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yâkup Kadri,Yahyâ Kemal, Fâlih Rıfkı, Refik Hâlit, Reşat Nuri Beyler gibi düzsöz yazarları ve Orhan Seyfi,Fâruk Nâfiz,Yusuf Ziyâ, Hikmet Nâzım, Vâlâ Nureddin Beyler gibi şairler, yeni Türkçe’yi güzelleştirdiler. Müfide Ferid Hanım da gerek değerli kitaplarıyla, gerek Paris’teki yüksek konferanslarıyla Türkçülüğün yükselmesinde büyük hizmetler gördü.
Diyarbakırlı Ziya!
Yalnız Türklüğün en büyük peygamberi olan Ziya Gökalp Bey'in Kürtçe hakkında cidden şayan-ı dikkat [dikkate değer] olan bir hükmünü burada zikredeceğim.(...) 1926 senesinde merhum Ziya Bey'in Giresun gazetesinde bir eseri tefrika ediliyordu. Ziya Gökalp bu eserin bir noktasında Kürtçeyi diğer Şark lisanlarıyla mukayese ederken diyor ki: "Kürtçe, Arapça da dâhil olmak üzere, Şarkın en zengin lisanıdır."
Sayfa 82 - Avesta yayınevi önsöz Mesut keskin
Reklam
İnsan için güç kaynağı, var olan şeyler değil, gerçekleştireceğine inandığı ülküleridir.
Deme bana "Oğuz, Kayı, Osmanlı..." Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür... Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı, Türk milleti bir bölünmez bütündür..
Biz Türkler sulh çağlarında, Uslu arı kovanıyız. Harbin kanlı dağlarında, Yırtıcı av doğanıyız.
Reklam
Bu derslerin ve öğretmenlerin öğrencisi olmak vardı…
Geliyorum derslere ve öğretmenlere: Felsefe ve Mesalik-i Felsefe : Ziya Gökalp İçtimaiyat (Toplumbilim) : Ziya Gökalp Tarih-i Terbiye : Nafi Atuf Kansu Türk Edebiyat : Yakup Kadri Karaosmanoğlu Türk Lisanı : Veled Çelebi İzbudak Rus Edebiyatı : Ahmet Ağaoğlu İngiliz Edebiyatı: Halide Edip Adıvar Fransız Edebiyatı: Müfide Ferit Tek Türk Sanayi-i Nefise Tarihi: Hamdullah Suphi Tanrıöver Bütün listeyi uzun uzun yazmayacağım buraya, ama Hukuk-ı Esasiye, yani Temel Hukuk’tan, İktisad-ı Nazari’ye, İstatistik’ten Kadim Asya Tarihine uzanan geniş bir yelpaze.
Vatan ne Türkiye'dir Türklere, ne Türkistan; Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan...
BİLİM ADAMI ATSIZ: Bilim adamı olarak Atsız tarihçi, dilci, edebiyatçı ve bibliyograftır. Bu bakımdan onun bu dört alandaki çalışmalarını ayrı ayrı ele alıp değerlendirmek gerekir. TARİHİN İÇİNDE YAŞAYAN TARİHÇİ Lisans öğrenimi Türk Dili ve Edebiyatı olmakla birlikte bilim adamı olarak Atsız her şeyden önce tarihçidir; ilmî çalışmalarının
Aralık, aralık Türkler yerine Osmanlılar diyorum. Türk yerine Osmanlı sözcüğünü ilk, Namık Kemal kullanmıştır. Ziya Gökalp de Diyarbakır'da yazdığı yazılarda onu izlemiştir : - Çeşitli öğelerden, bireylerden oluşan ve gücünü Müslümanlıktan alan Osmanlı ulusu, tıpkı Amerikan ulusu gibi gerçek olabilir. Gökalp'ın bu sözlerini Aptullah Cevdet, Süleyman Nazif, Faik Ali de desteklemiştir. Ne var, Hilmi Ziya, 1911'de Ziya Gökalp’ın bu düşünceden döndüğünü, arkadaşlarının ise, sonuna dek aynı giysiyi giydiklerini söyleyecektir.
Sayfa 19 - ADAM yayınları, 1995Kitabı okuyor
Reklam
Türkçülük siyâsî bir fırka değildir; ilmî, felsefî, bediî bir mekteptir; başka bir tabirle, harsî bir mücahede ve teceddüt yoludur. Bu sebepledir ki, Türkçülük, şimdiye kadar bir fırka şeklinde siyâsî mücadele meydanına atılmadı; bundan sonra da şüphesiz atılmayacaktır.
Sayfa 202 - Ötüken Neşriyat A.Ş.
Anadolu'nun Türkleşmesi hareketi dokuz asırdan beri başlamış bulunuyor. Ancak bu asırlar içinde, soyları ile dilleri ve dinleri bize yabancı birçok unsurlar milletimize karıştı. Geçen asrın sonlariyle asrımızın başında soy ve dil karışıklığının milliyet metkuresini zayıflatacağını hissedenlerin hareketleri görüldü. Soyda ve dilde Türkçülük cereyanları başladı. Milliyetçiliğimizin evriminde üçüncü merhaleyi teşkil eden bu cereyan, her iki şekliyle o zaman Turancılık davasına bağlanıyordu. Dini milliyetten ayıran Turancılar, o devrin gerçek milliyetçileri sayıldılar. Fethi Ali Ahundofdan sonra Şıpka kahramanı Süleyman Paşa, Ali Suavi, Ahmet Vefık Paşa, Şemsettin Sami, Ömer Seyfettin Genç Kalemler'de dilde Türkçülük davası yolunda çalıştılar. Bunlardan sonra Ziya Gökalp'ı görüyoruz. Gökalp, başlangıçta soycu Türkçü idi. Turancılık davasını tam manasiyle coğrafyaya bağlamıştı. Sonradan kültür Türkçülüğünü müdafaa etti. Yani milletin maddi unsurlarını bırakarak ruhi unsurları ön plana aldı. Türkü tarif ederken "dili dilime, dini dinime uyandır" diyordu. Dil davasında Arap ile Fars gramerinin kaidelerinden sıyrılmış, fakat halk tarafından anlaşılan Türkçeyi benimsiyordu. Din olarak başlangıçta Şaman dinini istemişti. Sonraları, Arabın İslamlığından ayrılmış, Türk dil ve geleneklerine uydurulmuş İslam dinini kabul etti. Hayatının sonlarında ise laikliği ileri sürdü.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.