George, neredeyse yirmi yıldır derin denizlerdeki hayvan yaşamı üzerinde çalışıyor, ama sürekli olarak karşılaştıkları tuhaf canlılar onu hâlâ şaşırtıyor ve büyülüyor. Ekibinin bulduğu bazı organizmalar bilim dünyası için tamamen yeni, insan gözüyle daha önce hiç görülmemiş hayvanlar. Bu yaratıklardan biri tuhaf görünümlü, beysbol topundan biraz daha büyük, bir çanı ve siğil benzeri şişliklerle dolu beslenme kolları olan, yarı saydam bir denizanası. Dokunaçları bulunmasa da, denizanasının şişlikleri aslında onun avını yakalamakta kullandığı iğneleyici hücre kümeleri. MBARI'nin bilim insanları "Şişkin"i 150 ila 550 m derinlikteki karanlıklarda buldular ve onu Stellamedusa ventana olarak adlandırdılar. Adının ilk yarısı (cinsi), Stellamedusa, hayvanın araştırmacılara yavaş hareket eden bir göktaşını ya da akan yıldızı çağrıştıran, yarı şeffaf mavimsi beyaz rengini ve ardında sürüklediği kollarını yansıtması için seçilmiş. Tür adı olan ventana ise, MBARI'nin denizanasını 1990 yılında ilk kez videoya kaydeden Ventana adlı ROV'una gönderme. Ancak George için, böylesi hayvanları sadece görmek yeterli değil. Daha fazlasını öğrenmek istiyor: "Nereye gidiyorlar? Neyle besleniyorlar ve onlarla hangi canlılar besleniyor?" Gerçi, eğer derin deniz hayvanlarını görmek zorsa, onların günlük etkinlikleri ve davranışları hakkında daha fazla şey öğrenmek, şimdilik olanaksızlığın sınırlarında geziniyor.
Sayfa 135
“Dünya kim?.. Benden başka dünya var mı? Herkesin bir tek dünyası vardır, o da kendisi… Üst tarafıyla alakadar olmaya bile değmez… Zeki olmak, kuvvetli kafa ve bilgi sahibi olmak neye yarıyor? Bizi istediğimiz saadete götüremedikten sonra… Zekâmız olmasa daha iyiydi. Otlar, hayvanlar, bulutlar ve kayalar gibi yaşamak bana daha saadet verici, daha yorgunluksuz, daha manalı geliyor.”
Reklam
Hatta hayvanlar ve eşya bile hak dengesi halkasına dahildir. Komünizmde fert toplum için feda edilmiş, kapitalizmde de toplum fert için.
#oyun
Yapayalnız olan Tanrı Brahma üzerine eski bir Hint öyküsü vardır. Öykü Braluna’dan başka hiçbir şeyin varolmadığını anlatır. Sıkıntıdan ölür Tanrı. Bir oyun oynamaya karar verir. Ama oyunu kendisiyle birlikte oynayacak hiç kimse yoktur._Böylece güzel bir Tanrıça olan Maya'yı yaratır. Bütün amacı biraz eğlenmektir. Maya var edildiğinde Brahma ona amacını söyler. “Tamam” der Tanrıça, "Oyunların en güzelini oynayalım ama sana söyleyeceklerimi yapacaksın.” Brahma kabul eder ve Maya'nın talimatıyla bütün evreni yaratır. Güneş ve yıldızlan, ay ve gezegenleri yaratır. Sonra sıra yeryüzündeki yaşama gelir. Hayvanlar, okyanuslar, her şey yaratılır. Maya, “Yarattığın bu yanılsama dünyası ne kadar güzel” der, "Şimdi de yarattıklarını takdir edebilecek kadar zeki bir hayvan yaratmanı istiyorum.” Böylece Brahma son olarak insanı yaratır. İşi-bittiğinde Maya'ya oyunun ne zaman başlayacağını sorar. "Hemen şimdi" diye yanıtlar Tanrıça. Brahma'yı alır, binlerce küçücük parçaya ayırır. Her bir insanın içine bir parçasını koyar ve "Oyun başlasın!” der; “Ben sana kim olduğunu unutturacağım, sen de kendini bulmaya çalışacaksın!” Maya Düşü yaratır ve Brahma bugün hala kim olduğunu anımsamaya çalışır. Brahma orada, içinizde, Maya ise sizi kim olduğunuzu hatırlamaktan alıkoyuyor.
"İnsanın iç dünyası bir ormana benzer. Orada, en vahşi ve yırtıcısından, en munis ve sevimlisine kadar bütün hayvanlar sergilenmektedir... İnsan varlığında, binlerce kurt, sayısız domuz; temiz, pis, güzel, çirkin, sevimli, sıcak ve soğuk binlerce huy vardır..." Mesele, hangi hayvanı evimize alıp beslediğimizde, karışım içinde hangi madenin baskın olduğundadır. Mevlana'ya göre gelgitler içerisinde oluşur kişilik. "İnsanda, an olur kurtluk zuhur eder. Bir an gelir melekleşir, sanki ay gibi Yusuf yüzlü bir güzel olur."
Bitkilerle hayvanlar da yaşıyor. Ama yalnız biz, doğayı gruplara ve sınıflara ayırıyoruz.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.