Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
"sözüm meclisten içeri"
Unutulmasın ki, hepimiz, hangi görevde olursak olalım, hangi siyasal düşünceyi savunursak savunalım, tarih denilen büyük yargıcın karşısında tek tek sorumluyuz. Birtakım insanların, birtakım partilerin suç işleme ayrıcalıkları var mıdır yok mudur?! Hayır; hiç kimsenin böyle bir ayrıcalığı yoktur; ama görüyorsunuz; dava açan savcıyı öldürüyorlar diye korkuyorsak, o zaman devlet sözcüğünü kaldırıp atalım ve biz bir aşiret devletiyiz; bizim ülkemizde orman kanunları yürürlüktedir; biz ancak güçsüz bulduğumuzun üstüne yürürüz diyelim; olsun bitsin!!..
Reklam
"Osmanlı Beyliği 1299'da Söğüt'te kurulduğu zaman 400 atlıya sahip bir uc beyliği iken, 1326 Bursa Fethi'nde Orhan Bey, 38.000 atlıya kumanda ediyordu. Bu asker artışı nereden geliyordu? Fethedilen topraklardan toplanamazdı. Çünkü bunların ahalisi Türk değildi. 400 çadırlık bir aşiret 27 senede bu kadar çoğalamazdı. Selçuk
Tebadan vatandaşlığa
Devletle birey arasındaki ilişkiler de çoğunlukla cemaatler üzerinden yürütülüyordu. Mesela vergiler genelde köylere ya da şehirdeyseler dinî cemaatlere salınır ve topluluk liderleri bunu kendilerine bağlı olan bireyler arasında üleştirirdi. Dini cemaatin ya da aşiret tipi yapıların üyeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen kendi hukuk sistemleri vardı ve devlet genelde buralara burnunu sokmaya en azından ondokuzuncu yüzyıldan önce pek hevesli değildi. Însanı optimize edip üretken ve itaatkar bir vatandaş yaratma derdine düştüğünde de en büyük sınavını bu cemaatleri aradan çıkarmak için verecekti zaten. Tebaadan vatandaşlağa giden yol dikenliydi kısaca.
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Taliban konusu üzerine ülkemizde yeteri kadar ve derinlemesine bir analiz yapıldığını düşünmüyorum. Özellikle son zamanlarda ülkedeki mülteci ve kaçak göçmenlerin durumu ile ilgili hararetli tartışmalar gösteriyor ki; iktidar her zaman ki gibi geleceğe görme konusunda vasıfsız olduğunu ispatlıyor. Sol Kültür bu derleme kitapla alanının önemli
Emperyalizm ve Taliban Kıskacında Afganistan
Emperyalizm ve Taliban Kıskacında AfganistanKolektif · Sol Kültür · 20224 okunma
568 syf.
·
Puan vermedi
Modernleşen Türkiye’nin Tarihi Erik Jan Zürcher Avrupa’nın üstünlüğü: 1-ekonomik, 2-siyasal, 3-ideolojik Osmanlının son cumhuriyetin ilk yıllarında bir burjuva sınıfı kurulurken Ermeni ve Rumların başına bir şeylerin gelmesi tesadüf değil Jön Türk dönemi: 1908-1950 İthal ikameci dönem: 1960-1980 İhraç ikameci dönem: 1980 sonrası (dışa açılma
Modernleşen Türkiye'nin Tarihi
Modernleşen Türkiye'nin TarihiErik Jan Zürcher · İletişim Yayınları · 2011913 okunma
Reklam
Sultan Abdülhamid modernleşmeye karşı değildi. Onun modernleşme adına attığı adımlar halen Türkiye'nin sosyal ve siyasi dokusunun temelini teşkil eden icraatlardır. Bunlara şöyle bir göz atalım: • Mülkiye (Siyasal Bilgiler), Fakülte düzeyine getirilerek açıldı. • Memurlara sicil tutulmaya başlandı. • Eski Eserler Müzesi açıldı. • Hukuk
Sayfa 161 - Motto Yayınları
Genç Türkiye Cumhuriyeti'ne 1923 yılı itibariyle Osman­ lı'dan kalan miras şudur: Nüfusun %80'i kırsal bölgede yaşıyor. Bunun önemli bir bölümü yerleşik değil göçebe. 40.000 köyün 37.000'inde ne okul var, ne yol var ne posta ne de dükkan. 40.000 köyde yaklaşık 1 1 milyon insan yaşıyor. Bu insanların ancak %2'si okuryazar. 1922 istatistiklerine
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.