Milli Mücadele’nin önemli başarılarından biri olan Antep Savunması, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında da büyük bir yeri vardır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk; "Ben Anteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar yalnız Antep'i değil tüm Türkiye'yi kurtardılar." sözüyle bunu dile getirmiştir.
Antep Harbi’ne Yeniden Bakmak
"Deniz o kadar durgun o kadar durgundu ki, karıncalar su içerdi..."
Bir Karadeniz balıkçı deyiminden almış adını kitap. Ada hikayesi, rızkın deniz olması böyle bir isimle taclanmış. Etkileyici.
Ada serisinin ikinci kitabı bu.
Hikayeye yeni katılan yeni karakterler var. Karadenizli Nişancı Veli, Girit göçmeni Musa Kazım Ağaefendi ile
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Rasim Özdenören’in kent ilişkileri adlı bu kitabı çeşitli denemelerden oluşmaktadır. 48 tane denemenin oluşturduğu bu kitap yazarın kentle ilgili görüşlerini samimi bir dille anlattığı ve kanıtlamak için özel bir çabaya girmediği edebi metinlerden oluşmaktadır. Yazar kitabın ön sözünde bu kitabı yazma amacının hiçbir zaman sosyolojik ve ekonomik
Kazuo Ishiguro, 8 Kasım 1954'te Japonya'nın Nagasaki şehrinde doğdu. Ancak ailesi, Ishiguro iki yaşındayken İngiltere'ye taşındı. İngiltere'de Surrey'de büyüdü ve Bedford Lisesi'nde eğitim aldı. Daha sonra Kent Üniversitesi'nde İngiliz ve Felsefe eğitimi gördü. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra yazmaya
Konusu;
Elsa adlı kız lisede uğradığı zorbalıklar sebebiyle okulunu değiştirip Royal Elite okuluna geliyor. Bu okulda iki yıl boyunca okuyor, bu süreçte buna zorbalık yapan, okulun kötü çocuğu Aiden var. Elsa, Aiden'den uzak duruyor ancak Aiden kızı rahat bırakmıyor maalesef. Zorba triplerine girmesi saçmalık gelebilir ama kitabın konusu da böyle oluşuyor zaten. Bir gün Aiden bu kızı sıkıştırıyor, kızın gömleğini falan çıkarıyor klasik lise kurgusundan devam ediyor. Kızın yara izini görünce onu üzmek için her haltı yapmaya da devam ediyor. Daha sonra bunlar birlikte oluyor, birkaç zorlama ve baskı ile ilişkileri sürüyor.
Kitap hakkında düşüncelerim;
Çok beğendim çünkü son zamanlarda okuduğum en kaliteli smut kitaptı chfkdjjf. Çok fazla +18 sahne ve küfür, zorbalık, ağır sahneler var uyarı yapayım. Herkese iyi okumalar.
♡
Bir kentin tapınağı Allah'tan başkasına tapmak için kullanılıyorsa o kentin bir kent olarak asal işlevini yitirdiğini, sonuçta o kentin mahvedilmemesi için sebep kalmadığını ileri sürmek mümkün hale geliyor.
Zaman zaman, dön dolaş aynı noktaya gelip takıldığımı, belki daha isabetli bir ifadeyle hiçbir yere kıpırdamamış olduğumu hissediyor; yalnız bunu hissetmekle de kalmıyor,bu hissi de daha önce yaşamış olduğum hissine yakalanıyorum.
Konuşmuyoruz, susuyoruz; doğru,ama marazi bir suskunluk bu: sükut sohbetlerinin içimizi açan,kalp gözümüzü uyanık tutan suskunluğunu olmadığını fark ediyoruz bunun.(...) Susar görünüyoruz ,ama bu suskunluk gerçek suskunluğa karşı oluşturulmuş sahte bir suskunluk biçiminde dışa vuruyor.
Değişecek. Dünya küresinin dağları, denizleri, okyanusları, gölleri, ovaları, bozkır ve çölleri, nehir yatakları, buzulları, kent ve köyleri nasıl değişiyorsa, insan ilişkileri de değişecek.
İtalyan yazar #NataliaGinzburg ‘un kendine özgü dilinin bütün özelliklerini de taşıyan ilk romanı #KenteGidenYol hakettiği ilgiyi görmeyen bir kitap gibi geldi bana. Yalın bir anlatımla gelişen bu romanın sarsıcı gerçeği , Nini'nin aşkıdır. Bu ünlü İtalyan kadın romancı, insan ilişkilerini anlamanın gerçek bir ustası sayılıyor. Gerçi bu
İnsan toplumsal bir varlıktır. İnsanların karşılaştıkları ve tek başlarına çözemedikleri güçlük, sorun ve imkansızlıkları toplum içinde gerçekleştirilen ilişkilerle çözümlemek ve ortadan kaldırma isteği bir arada yaşama ihtiyacını ortaya koymaktadır. İhtiyaçlarını karşılamak İçin girişilen bu faaliyette yeni gereksinimlerinin doğması ve insanoğlunun bunları karşılamada yetersiz kalması onu çeşitli sosyal ilişkileri oluşturmaya iter. İnsanların bir arada yaşama zorunluluğu yerleşim olgusunun temelidir. Bu toplumsal karakterin neticesi de ortak yerleşim yerlerini inşa etmeleridir. Bu yerleşim yerleri önce köy olarak tabir edilebilecek küçük ölçekli mekanlar iken, daha sonra çok sayıda insanın yaşadığı büyük yerleşim yerleri olmuştur ki, bunlara da kent/şehir denilmektedir. Dolayısıyla kentler, insanın doğasının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
İnsandan Kaçan İnsanoğlunu eleştiriye tutan, sözlerini sakınmadan söyleyen ve sonuçlarına razı olan Alceste karakteri ile işlenmektedir eser.
XIV. Louis dönemi Fransasında saray ile kent arasındaki ilişkileri işlerken, sarayın kıymet verdiği yalancı kibarlıkları, dalkavuklukları ve adalet düzenini de acımasızca
eleştirilir.
Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Değerli çevirisi için Bedrettin Tuncel'e teşekkürler.
Arka Kapaktan Alıntı:
Molière [Jean-Baptiste Poquelin] (1662-1673): Clermont Kolejinde Latin ve Yunan dili ve edebiyatı dersleri aldı. Hukuk öğrenimi yaptı, bir süre sonra barodan ayrıldı. Oyunlarında insan gerçekliğini hayranlık verici bir derinlikle sergiledi. Klasik Fransız komedyasının kurucusu kabul edilen Molière, tiyatroda trup yöneticisi ve oyuncu olarak da çalıştı. 1666 yılında Palais-Royalde sahnelenen İnsandan Kaçan isimli oyun, Molièrein toplum ve birey arasındaki ilişkiyi en derinlikli şekilde işlediği oyunudur. Yazar, bu eserinde XIV. Louis dönemi Fransasında saray ile kent arasındaki ilişkileri işlerken, sarayın kıymet verdiği yalancı kibarlıkları, dalkavuklukları ve adalet düzenini acımasızca eleştirir. Cesaret, dürüstlük gibi erdemlere sahip, bir "insandan kaçan" olarak Alceste, bazı eleştirmenlerce tiyatro tarihinin en önemli karakterlerden biridir.
İnsandan KaçanMolière · İş Bankası Kültür Yayınları · 20131,292 okunma
Kıymetli büyüğüm, Cevat Akkanat hocamın ifade etmiş olduğu bir öngörüyü dikkate alarak edebiyatımızda çok iyi işlere imza atmış bilakis zengin dil bilgisiyle de toplumuza hizmet vermiş kıdemli kalemlerden olan Murathan Mungan’ı bilgi üretmekten çok tüketen toplumumuzda ‘’toplumun bilgi üretenleri’’ olarak kaleme almaktan keyif duyuyorum. Bu metnin