Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır.
.
Merhaba sevgili okurlar.
"Her şeyi anlatmak gelir içimden"#82782415
Her şeyi anlatmak gelir içimizden, anlatmak... ve sonrada çekip gitmek.! lakin anlatamıyoruz işte, bazı şeyler ki ne yazıya dökülebiliyor, ne de dilimiz dönüyor anlatmaya.
Öncelikle kısaca değerli yazarın hayatına biraz değinmek
''Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz.''(s.611)
İlk sayfalarını, yazarın bizi içine aldığı yörenin toprağını, havasını, suyunu, kuşunu, çakalını anlatması ve esen rüzgarlardan bize nergis kokularını göndermesini saymazsak, bu kitap ilk 2 kitaptan farklıydı. Hem de başından sonuna
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Kitabı ilk açtığımda aklıma bir cümle takıldı nereden estiyse “Birini son görüşünüzden daha acı olan şey onu bir daha göremeyecek olmanızdır.” Kitap başladı bu cümle bitti bu cümle.
"Var Eden’in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur"
Benimle birlikteliği ayı bulan