Duyarlı bir kimse, kendi merhamet duygusu yüzünden sık sık acı çeker. En sonunda da, içindeki merhamet duygusunun kimselere yardımının olmadığını anladığı vakit, sağduyusu bu kişinin ruhunu merhamet hissinden arındıracaktır.
Ahab bu düşünceye öyle dalmıştı ki, grandi direğiyle pusula dolabı arasında yürürken, her dönüşünde, kendisiyle beraber düşüncesinin de döndüğü ve yürüdüğü gözle görülür olmuştu nerdeyse. Bu düşünce öyle derinden sarmıştı ki onu, yaptığı her devinimi bu düşüncenin bir belirtisi gibiydi.
Stubb, Kaptan Ahab’ı göstererek, “farkında mısın, Flask,” diye fısıldadı, “içindeki civciv kabuğa vurmaya başladı. Kabuğu delip çıkacak nerdeyse.”