Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Otokontrol becerileri, hedeflerimizin peşinden başarıyla gitmemiz için gereklidir ama bize yön ve motivasyon veren de hedeflerin kendileridir. Hedefler, yaşam doyumunda önemli rol oynarlar ve hayatın ilk yıllarındaki seçimlerimizin hem daha sonra ulaştığımız hedefler hem de hayattan memnuniyetimiz üzerinde önemli etkileri vardır.
Sayfa 287
Hazzı çok fazla erteleyerek geçen bir hayat, en az onu yeterince erteleyemeden yaşanan kadar üzücü olabilir.
Sayfa 283
Reklam
Çocukların beceri ve zekâlarının değişime açık olduğunu düşünmesini sağlamak, onları performanslarını geliştirmek için çaba sarf etmeye sevk eder. En az bunun kadar önemli biçimde, başarısızlıkların hayatın ve öğrenmenin bir parçası olduğunu anlamalarına ve kabul etmelerine yardım edebilir; sonrasında endişeli, depresif ve sakıngan olmak yerine denemeye devam etmelerini sağlamak için bu tür tersliklerle baş etmeye yönelik yapıcı yöntemler bulmalarını cesaretlendirebiliriz. Ve onlara uzun vadeli ödüller vaat ettiğimizde hazzı ertelemelerini istiyorsak, sözümüzü tutmaya dikkat etmemiz gerekir.
Sayfa 281
Yeni davranışın kendisi artık bir yük değil, tatmin ve özgüven kaynağı olarak değer görür. Bu ister piyano çalmak, egzersiz yapmak veya sevdiğimiz insanları incitmemek için kendimizi sınırlamak söz konusu olsun, uzun zamandır süren alışkanlıkları değiştirmek ve yenilerini öğrenmekle ilgili tüm çabalarda olduğu gibi reçete, otomatik ve kendiliğinden ödüllendirici hale gelene kadar “pratik, pratik, pratik”.
Sayfa 271
Kontrolü ele almak istiyorsak, duygusal beynin anlık ödüllere aşırı değer verme ve ertelenmiş ödüllerin değerini büyük oranda düşürme eğilimi ne yapmamız gerektiğine işaret ediyor: Şimdiyi soğutarak ve geleceği ısıtarak süreci tersine çevirmeliyiz.
Sayfa 266
“İyi ya da kötü diye bir şey yoktur; sadece düşünce onu öyle yapar.”
Reklam
Şeker ve gelecek
Walter Mischel 1970 yılında dört yaşındaki bir grup çocuğu sırayla bir odaya alıp bir tabak içinde bulunan bir şekerlemenin karşısına oturtmuş ve şimdi çıkması gerektiğini ama döndüğünde eğer şeker yenmemişse ödül olarak iki şeker vereceğini söylemişti. Deneye alınan çocukların yaklaşık üçte biri şekeri derhal yerken, üçte birlik bir diğer kısım çeşitli süreler sonunda dayanamayıp şekeri yemiş ve kalan üçte birlik grupsa iki kat ödülü beklemeyi başarmıştı. Mischel aynı çocukları on beş yıl sonra incelediğinde kendisini kontrol etmeyi başaranların hem kişisel yönden hem de eğitim konularında her açıdan başarıya ulaştıklarını, tatmini geciktirmeyi beceremeyenlerinse alkol ve uyuşturucu sorunları yaşayan başarısız gençlere ve daha ilginci, güç istencinin tatminsizlikten doğan açgözlülükten kaynaklandığının kanıtını ortaya koyarak zorbalara dönüştüklerini saptadı. Daha ayrıntılı araştırmalarda kendilerini kontrol edenlerin kilit yeteneklerinin, bir şeyden vazgeçme anlamında irade gücünden çok, önlerine konan tabakta duran şekerden başka bir şeyi düşünebilme yetenekleri olduğu ortaya çıktı. Dört yaşındaki ufaklıkların üçte birinin minik Buda'lar olduklarını düşünmek cesaret vericidir elbette ama bu deneyin 1970 yılında, kudurmuşçasına yaşanan tüketim çağından az önce gerçekleştirildiğini de unutmamak gerek. Bugün dört yaşındaki çocuklar muhtemelen şekeri derhal yutacak, üstüne şekerin tadını beğenmediklerinden yakınacaklardır.
Lokum testini klasik bir çalışma yapan Walter Mischel' in 1972 senesinde bu testi uyguladığı cicukkari 15,20 hatta 25 yıl sonra detaylı takip etmiş olmasıydı. Bu boylamsal incelemeler, lokumu hemen yiyenle ikinci lokumu bekleyen çocuklar arasında hem akademik hem sağlık hemde ekonomik gösterge bakımından pek çok fark olduğunu gösterir.
Açık büfe sorusuna yanıt verebilmek için 50 yıl evveline Standort üniversitesine gitmemiz gerekiyor. Profesör Walter Mischel 1972 senesinde çocuklardaki sabır ve sebatı ölçmek için çok basit bir deney geliştirir. Bu deneyde çocuklar içinde bir marshmallow, yani lokum olan bir tabak sunulur ve şu soru yöneltilir: istersen bu lokumu hemen yiyebilirsin ana eğer bu lokumu yemeyip 15 dk beklersen sana ikinci lokumu vereceğim. Yaşları 4- 6 arasında değişen yüzlerce çocuk bu araştırmaya katılır ve kimi hemen masadaki lokumu yer kimi de sabrederek ikinci lokumu bekler.
Çocuğun hayatın ilk altı yılındaki deneyimleri, dürtüleri yönetme, kendi kendine hakim olma, duyguların ifadesini kontrol etme ve empati, farkındalık ve vicdan geliştirme alanlarındaki becerilerinin kökü olur.
Reklam
Oysa güç, uyaranın kendisinde değil, zihinsel olarak nasıl değerlendirildiğindedir: Hakkındaki düşüncelerinizi değiştirirseniz, hisleriniz üzerindeki etkisi de değişir.
Kırık kalp ve duygusal acı gerçekten fiziksel olarak acıtır
Sayfa 162 - PegasusKitabı okudu
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Otokontrol konusunda Blimsel çalışmaları içeren ve bu bilimsel çalışmaları hayatımıza uygulayabilmemiz için önerilerde bulunan keyifle okuyacağınız bir kitap
Marshmallow Testi
Marshmallow TestiWalter Mischel · Pegasus Yayınları · 2016248 okunma
Güç yozlaştırır, kalabalıklar vahşete eğilimlidir ve depresyon sadece kimyasal bir dengesizliktir... Yoksa bunlar yanlış mı? Klasik psikoloji teorileri, medyada, sinemada ve edebiyatta kendini gösteren bir mitoloji yaratmış durumda ve dokunduğu her şeye "hoş" bir hava katıyor. Ancak yeni araştırmalar, insan zihninin düşünüldüğü kadar
427 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.