İlerideki kötü günlerde, geçmişten gelecek hafif ışıklar sıcaklığı belki geri getirir diye, küçücük şeyleri bile sincaplar gibi sakladım. Gönülsüz bir şekilde, gelecekte karşılaşacağımı bildiğim borçları ödemek için bugünden çalmaya başladım. Biliyordum ki bu, güneşli ikindilerde panjurları kapatmak kadar büyük bir suçtu.
keşke filmlerdeki, kurşunu bitince silahlarını sanki bir daha hiç işine yaramayacakmış gibi kaldırıp atan askerler ya da çölde, su kabağındaki suyu idareli kullanmak yerine susuzluğa dayanamayarak içip bitiren, sonra da su kabağını yolda kaldırıp atan kaçaklar gibi yapsaydım. bunun yerine, ilerideki kötü günlerde, geçmişten gelecek hafif ışıklar sıcaklığı belki geri getirir diye, küçücük şeyleri bile sincaplar gibi sakladım. gönülsüz bir şekilde, gelecekte karşılaşacağımı bildiğim borçları ödemek için bugünden çalmaya başladım. biliyordum ki bu, güneşli ikindilerde panjurları kapatmak kadar büyük bir suçtu.
"Burası yemyeşil bir kasabaydı Tevfik abi.
Herkesin evinin bahçesinde onlarca ağaç vardı. Üstünde kuşlar, sincaplar vardı. Şimdi kuşlar bile bizi terk etti Tevfik abi. Hiç kuş yok kasabada. Gelmiyorlar. Yuva yapabilecekleri bir ağaç yok çünkü. Köpekler bile gitti Tevfik abi. Köpekleri kovdular.
Ama pet shoplar açtılar, orada köpek satıyorlar. Kimse birbirine selam vermiyor artık Tevfik abi. Herkes birbirine düşman gibi bakıyor. Birbirlerini görünce kapıları kapatıyorlar, perdeleri kapatıyorlar.
Çocukları da sevmiyorlar artık Tevfik abi. Biz onlara fazla geliyoruz. Sürekli bağırıyorlar bize, sürekli ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Bizim robot gibi olmamızı istiyorlar."
Dışarıdan aklı başında ve normal görünen altı kişi.
Ya içlerine bakınca? Bir kafese sokulmuş sincaplar gibi, umutsuzca aynı yerde dönüp duran düşünceler…
Dışarıdan aklı başında ve normal görünen altı kişi.
Ya içlerine bakınca? Bir kafese konulmuş sincaplar gibi, umutsuzca aynı yerde dönüp duran düşünceler...